Futbol jargonundan seçmeler

Jargon yani bir meslek ya da faaliyet koluna özgü söylemler anlamına gelen jargon kültürü futbolda bir hayli zengindir. Ta geçen asrın başından bu yana birike birike günümüze kadar gelen bu söylemlerden bazılarını hatırlayalım:

- Bundan sonraki maçlarımıza bakacağız: Genellikle mağlüp olan takım teknik direktör veya futbolcularının beylik söylemidir. Aslında "Pek ümidimiz yok ama çıkmadık canda ümit vardır" anlamındadır.

- Ahmet veya Mehmet Efendi ne iş yapar?: Bir takımda maç esnasında doğru dürüst oynamayıp idare eden futbolcular için söylenir. Böyle birini teknik direktörün hemen değiştirmesi kendi menfaatı icabıdır.

- Kendi işine baksın: Rakip takım ya da külüp hakkında konuşan yöneticiye söylenir. Buna da aldırmazsa çok daha ağırları söylenecektir.

- Saha kaygandı..Hava soğuktu: Eski Milli Takım teknik direktörlerinden  Rahmetli Coşkun Özarı tarafından yenilgiye mazaret bulmak için söylenirdi.Sanki karşı takım ılık havada, halı gibi çimde oynuyormuş gibi..

- Yenildik ama ezilmedik: Yine yenilgiye mazaret arayan bir söylemdir. Yahu! Ezil de yen veya berabere kal, futbol sonuç oyunudur diyen çıkmazdı. Çünkü yenilmiş ama aslanlar gibi oynamıştık..

- Önemli olan benim gol atmam değil takımın galibiyeti: Aslında bu galibiyeti bana borçlusunuz der gibi..

- Buradan puan veya puanlarla döneceğiz: Deplasmanda olmasına rağmen rakibi gözüne kestirmiş..Puanla döneceğiz derse yeterdi..Çünkü 1 de puandır, 3 de..

- Hiç kimse camiamızın üstünde değildir:  Genellikle külüp başkanı söyler..Tek patron benim anlamına gelir..

- Oynadığımız futbolun hakkı bir puan değildi: Kardeşim, sizi  tutan mı oldu? Bir gol atıp üç puan alsaydınız..

- Çok iyi oynadık ama şanssız bir golle yenildik: Yenildik ama ezilmedik söyleminin başka bir biçimde söylenişi..

Bütün söylemler tabii ki bunlardan ibaret değil..Belki onlarcası söylenebilir ama önemli olan hakarete, hele hele küfüre başvurmadan, hoş tebessümlere neden olmak..

Spor  biraz da bu değil midir?