- Kategori
- Futbol
Futbol medyası vatandaşı ne zannediyor?
Ne zaman üç büyüklerden birisi o hafta bir anadolu takıma yenilip -Fenerbahçe'de anadoludan aslında- bütün spor programlarında nasıl olduda yenildi, yok öyle oldu, yok böyle oldu diye büyüklerimizin büyüklüğüne zeval gelmesin diye konuşmacılar kendilerini harap ediyorlar. Diğer takımın baarısını birkaç cümle ile geçiştirip büyüğümüze geri dönüyorlar.
Anadolu takımımızın o hafta en iyi oynayan, golleri atan oyuncusu ertesi günkü gazete hemen transfer haberlerinin en önemli elemanı olmuş, bünyede İstanbul hayali canlanmıştır.
Bu çok sık gördüğümüz, genellikle de gazetelerimizin kendi şişirme haberleridir. Yazacak olay, konu olmayaınca, sadece futbolun spor olarak algılandığı bir gazetede bazen de hayalleri güçlendirmek gerekiyor.
Yaz ayları yaklaştığında, futbol sezonu bitmeye yüz tuttuğunda, gazetelerde futbolcu pazarı açılır. Vatandaşda kendini Alice harikalar diyarında gibi hisseder. Ortada geçen futbolcu isimlerini toplasanız takım başına 40-50 transfer yapılıyordur.
Toplumsal hafızamızın 21 gün -tüm dünyada yaklaşık eşit- olduğunu hatırlarsak, adı geçen oyuncunun adının ne olduğu pek kısa biir sürede unutuluyor ve hayallere devam ediliyor.
Yaz hali futbol yazarı için zor, okuyan vatandaş için daha zor geçmektedir.