Futbol tarihinde sarı kırmızı bir leke

Bugün futbol tarihimizde bir soykırım yaşandı. Hem de tarihe adını sarı kırmızı renklerle yazdı.

Üzüldüm hem Türk futbolu adına hem de Galatasaray takımı adına.

Çünkü Galatasaray, bu taraftarı haketmedi.

Futbol yorumcuları bu olayların altındaki nedenleri anlamaya çalışıyorlardı. Kimisi yönetimin suçu diyordu kimisi daha önce Fenerbahçe taraftarının yaptığı hareketlerden kaynaklandığını öne sürüyordu.

Bence bu yorumcuların bugünkü gözü dönmüş taraftardan bir farkı yoktu benim için.

Çünkü bunun gibi bir vahşetin hiçbir nedeni olamazdı haklı ya da haksız.

Gelelim Hasan Şaş'a. Onu ve bir Fenerbahçe taraftarı olarak UEFA kupasını kaldırmış bir takımda böyle bir futbolcuyu barındıranları kınıyorum.

Bu adam ki UEFA ve Şampiyonlar liginde oynamış. Ama yememiş içmemiş dört beş aydır, içinde başka bir takımın oyuncusuna kin beslemiş.

Kesinlikle Lugano'nun ona yaptığı hareketleri savunmuyorum,bunun da bir mazereti olamaz çünkü. Ama bir nefretin bu kadar canlı ayakta tutulmasını anlamakta güçlük çekiyorum.

Taraftarına örnek olduğu için Hasan Şaş'ı ayakta alkışlıyorum.

Avrupa'da gururumuz olmuş bir takımın adını böyle pis işlere bulaştırdıkları için, bütün bir maç boyunca sahaya pet şişe atmaktan ve sürekli küfür yağdırmaktan utanmadıkları ve yüzleri hiç kızarmadıkları için oradaki taraftarı alkışlıyorum.

Sonuncu olarak da böyle bir ortamda, inatla maçı oynatmaya devam eden hakem Bülent Demirlek'i alkışlıyorum.

Ya bir alkış nelere kadirmiş. Kim ortaya attı bu GS'ın FB'yi alkışlama fikrini? Aman kardeşim ne alkışmış be?

Yıllarca neleri alkışlamadık ki biz toplum olarak; bizi ezenleri, bize yalan söyleyenleri, arkamızdan konuşanları, namusumuza el uzatanları ve daha neleri neleri...

Ama bir Fenerbahçe'yi alkışlamak zor geldi.

Bırakın kardeşim böyle şeyleri. Keşke ben bugün Türk futbolunu alkışlayabilseydim şöyle göğsümü gere gere. Ama hüznüm büyük, başım önümde.