Futbol...

Futbol… fena halde hayata benzediğinden dem vurup üzerinden, kendince, çıkarımlar yapmaktan yorulmayanlarla, üzerinde bu kadar konuşulmasını, yazılıp çizilmesini anlamlandıramayan kayıtsızlar arasında salınıp duran oyun. İri ekonomisi ve çok sayıda aktörü olan sektör. Sevinçle hüznün, umutla karamsarlığın, tevazu ile kibirin, hasılı farklı duyguların ve her bir duygunun farklı tonunun, el ele, kol kola gezindiği nümayiş. Bir yönüyle kolektif aklın mikro ölçeği ve komünist; diğer yandan herkesi farklı yöne itmesi ile ayrıştırıcı ve kapitalist! Hatta rekabetçi yapısı ve hafta sonu eğlencesinden haftanın her gününe yayılışı dikkate alındığında vahşi kapitalist! Bazılarının daha eşit olduğunu tatlı tatlı yüzümüze vuran ayna. Zenginle fakirin, köylüyle şehirlinin, sosyalist ile muhafazakarın, cahille aydının buluşma noktası. Her oyundan başka hikayeler çıkmasına imkan sağlayan cevher. Keşfedilememiş cevherlerin, ışıltılı mücevherlerin cirit attığı alan. Aynı meyveyi kimilerine zehir, kimilerine tatlı niyetine yediren çok verimli, koca bir ağaç. Kimi için ekmek kapısı, kimi için prestij makamı, kimi için hobi, kimi için para makinesi. Herkesin beklentisine, iyi-kötü, cevap verebilen noel baba.

13/11/2013