- Kategori
- Edebiyat
George Orwell
George Orwell, ‘Bin dokuz yüz seksen dört’ adlı eserinde, sistemin, tedavüldeki kelime haznesini azaltarak insanın düşünmesini engellemeye çalıştığını ve bu yolla da kendi doğrularını dayattığını anlatır. Yazara göre, yirminci yüzyılın ikinci yarısında sistem, kendisini iyiden iyiye hissettirecek ve zamanla da iki kere ikinin beş ettiğine inanmayan kalmayacaktır!
Gayet güçlü bir anlatım ile kaleme alınan ve 1948 yılında yayınlanan bu eser, okuyana, umutsuz bir gelecekten ve çaresiz insanlardan başkasını vermez. Şahsen, ivedilikle ölesim gelmişti!
Neyse ki; günümüz dünyasında ha bre çalışıp, kelime sayısı ve anlamlarında oynama yapan memurlara rastlamıyoruz. Hatta gelişen teknoloji ile birlikte, kelime dağarcığımız da artıyor. Özgürce düşünüp, gönlümüzce yaşayabiliyoruz. Dahası, iki kere ikinin dört ettiği, evrensel ve eşine az rastlanır bir mutabakat da geçerliliğini koruyor.
Ha.. Dünya, cennet bahçesi gibi de değil. İnsanoğlu var olduğundan beri, iyilikler ve güzellikler kadar, kötülükler ve çirkinlikler de nefes aldığından kendine özgü ve tuhaf bir dengede sürüp gidiyor hayat; iyimserleri de, karamsarları da haklı çıkarabilecek verileri, cömertçe, sergilemekten çekinmeden. Kimine göre, günden güne, daha donanımlı, daha mobil, daha akıllı ve daha modern olan insan; kimine göre daha yalnız, daha mekanik, daha canavar. Kimisi rengarenk görüyor insanı, kimisi tek renk.
İster Adem ile Havva’dan geldiğimize inanalım, ister maymundan geldiğimize, insanoğlunun, o zamandan bu zamana, muazzam bir değişim gösterdiği ve değişimin dinamikliği de dünyanın yuvarlaklığı gibi şüpheye yer bırakmayacak kadar gerçek. 11/04/2013