Futbolda 11 yabancı kararı..

Futbol Federasyonu , evirdi çevirdi, şimdiye kadar 8 kere değiştirdiği kararı… Takımda 11 yabancı futbolcu yer alabilir; oynayabilir diyerek kestirip attı…

 

Yani bu anlayış içinde içinde hiç Türk futbolcusu olmayan takımlar görebileceğiz. 

 

Tabii bu  “11 yabancı”  kararını kabul etti  ama bunu bazı koşullara bağladı. “Takımın borcu olmayacak..” Falan filan… En önemlisi de bu.! Birinci Lig takımlarından hangisinin borcu yok ki… Maşallah , hepsi de neredeyse uçan kuşa bile borçlular. Bu koşulla nasıl 11 yabancı futbolcu oynatacaklar… Yav alınan kararlar şimdiye kadar 8 kez değişmiş… Bir daha değişemez mi? Daha dur bakalım, bu yıl bitmeden daha kaç kez değiştirirler onu...

 

“Takım yabancı futbolcu oynatacakmış ama, borcu olmayacakmış..” Haaa…haaa.. Bütün yöneticiler buna kasıklarından gülerler. Hele Galatasaray’lılar… Adamlar , şu yabancıları bir satsak da biraz para kazansak, diye Allah Allah diyorlar. Vaziyetler kötü… Biliyorsunuz.. 

 

Bu karar Türk futbolunun kalitesine nasıl etkiler…

 

Bir kere düşünmek lazım. Eğer bütün takımların her biri 11 yabancıdan oluşacaksa… Türk futbolu ve futbolcusu nerede kalacak…

 

Denilebilir ki, “İşte rekabet olacak… Dolayısıyla, yeri futbolcular çok daha iyi çalışmak durumunda kalacaklar. Bir düşüncedir ama ne kadar gerçekçi olduğunu siz de biliyorsunuz.

 

Bu takdirde, artık belli ki, Türk futbolu diye bir şey kalmayacaktır. Yabancılar kendi aralarında top çevirip duracaklardır. Yerliler de artık tribünler de oynasınlar.

 

Bir bakıma Türk futbolunun ölüm fermanı imzalanmış gibidir. Bunun gibi denilebilir ki…

 

Bütün Türk  hastanelerinde çalışacak doktorlar yabancı olabilecektir.

 

Bütün üniversitelerde çalışacak elemanlar yabancı olabilecektir.

 

Hakimler dışardan getirtilecektir. Hakemler de…

 

Artık seç beğen hangi kurum olursa olsun… Daha kaliteli olması için bir bakmışsın oralara da hep gavurları doldurmuşuz. 

 

Bütün futbolcularımız da yabancı… Oh ne ala…

 

Bu durumu, büyük Teknik Direktör; Yönetici, Fatih Terim Antrenörler Seminerinde gönül ferahlığı ile açıkladı… Kimse de , “Yahu siz ne yapıyorsunuz..?” demedi. Sesini çıkartmadı.

Hadi bakalım!

 

Diyeceksiniz ki… Peki, Türkiye’de kaliteli futbola nasıl kavuşacağız. Biz nasıl iyi futbol oynamasını öğreneceğiz.?

 

Ehh .. işte o  durumda,  zurnanın zırt dediği noktaya gelmiş oluruz..

 

Aslında herkesin, kafasını, şapkasını önüne koyup bu soruları ciddi ciddi sorması gerekir.

 

Ondan sonraki sorular paldır küldür arkasından zaten gelecektir.

 

Peki, biz şu alt yapı sorununu nasıl çözümleriz..?

 

Peki, biz şu ilkokul çocuklarına doğru dürüst spor yapmasını nasıl öğretebiliriz?

 

Sahalarımızı, statlarımızı gençliğe nasıl açabiliriz?

 

Çocuklarımızı , Gençlerimizi hangi öğretmenlerle, teknik kadroyla yetiştirebiliriz..?

 

……………….

 

Düştü mü bu sorular aklınıza… Peşinden daha nice sorular aklınıza gelecektir.. İşte o soruların yanıtları bir bakıma yapılması gerekenlerdir. Oradan hareket edilir.

 

Ya bu soruları ciddi ciddi sorup; ciddi yanıtlar verirsiniz… Yada …

 

İşte futbolumuzla kendi aramızda top çevirip dururuz. Ve dışarıya çıktığımızda , örneğin, Azerbaycan’a 1-0 yenilip geliriz. 

 

Ne olacak ki… Perşembenin gelişi Çarşambadan belli olur… Atalar bunu söylemiş.

 

Sen çocuklarını spora sokamazsan; gençliğini kitap başından kaldıramazsan,  hepsi de 20-25 yaşına gelince birer yaşlı insan olur, çıkarlar…Böyle bir gençlik de artık gençlik değildir. On para etmez.

 

Ne mi yapmalı… Gelelim sadede… Şu “Êğitim” işini bir güzel yeniden görüşsek nasıl olur.? Karar verelim. Molla mı yetiştireceğiz.. Yoksa : Atatürk Gençliği mi?

 

En iyisi bütün takımları 11’er  yabancı ile kurmak öyle mi! Hadi kolay gelsin.