Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

03 Şubat '14

 
Kategori
Futbol
 

Galatasaray'ın, Bursa kalesini 6 golle doldurmasına övgü!..

Galatasaray'ın, Bursa kalesini 6 golle doldurmasına övgü!..
 

Övgü zamanı!..

Öveceğini seç, ona uygun sözcükleri bul, kur cümleleri... Övülecek, tek kişi de olabilir, birkaç kişi de, ötekilerini de anımsamamak olmaz düşüncesiyle, tüm takım da olabilir.

İsteyen, başkanı da övebilir. Nasıl olsa bizde, son sözü söyleyen, isteneni yapan/ yapmayan başkandır. Siyasette de böyle, futbolda da...

Ama başkandan başkana da fark vardır. Bir “güncel” başkan, bir de bugün, gelecekte de anılacak başkan...

****

Övgü zamanı!..

Teknik direktörden mi başlasak?

Kimileri Mancini’ye bir türlü ısınamadı.

Fatih Terim’den sonra gelen, kim olursa olsun, önce, kuşkuyla bakılan olacaktı.

Öyle de oldu!

Hızını alamayanlar, Mancini’yi adam yerine koymadılar, teknik direktörden saymadılar. Kimi nerede oynatacağını bilmediğini söylediler. Sağ ayaklı denen Sabri, solda oynatıldı, Mancini’ye denmedik laf kalmadı.

Sabri, dün de aynı yerde oynadı. Alınan bu farklı galibiyetten sonra, Sabri’nin orada oynadığını kimse anımsamayacak, anımsayanlar bunu “sorun” etmeyeceklerdir. Çünkü skor, eleştiri değil, övgüyü gerektiriyor.

*****

Övgü zamanı!..

3 gol atan Hollandalı, Sneijder, başköşede yer almalı bugün.

Ama onu da adamdan, futbolcudan saymayanlar da vardı, daha düne kadar:

"Bence Galatasaray en büyük hatayı Sneijder transferi ile yaptı. Galatasaray'ın 4-4-2'yi mükemmel oynayan başka da takım yoktur sanırım. Bu yapı, Sneijder ile oturmuyor. Başkan ve yöneticiler etkiliyor, ama bir şans daha, bir şans daha olmuyor. (...)  Asist desen, o da yok; sağa sola ve arkaya atıyor. Sneijder transferi ne oldu? En önemli Melo ve Selçuk'un gol yollarındaki etkileri azaldı. Anadolu takımına gitsen Sneijder'i izlesen ben bu oyuncu alayım demezsin."

Bunları ad olarak, kimin dediği önemli değil; önemli olan, bunları diyen ve Sneijder hakkında bunlara benzer sözleri söyleyenlerin “yorumcu” olmaları.

Bugün duruma bakarak ne diyecekleri, hiç mi hiç önemli değil.

Şöyle bir çevrenize bakın, futbol dışına çıkın, toplumun başka kesimlerine uzanın, gerçeklerin nasıl tersyüz edildiğini göreceksiniz. Bu bakımdan, bizi ilgilendiren, futbolcuların “robot” olmadığı, zaman zaman parladığı, zaman zaman ortalıkta gözükmediği...

*****

Övgü zamanı!...

Galatasaray, attığı kadar da kaçırdı neredeyse. Burak Yılmaz’ın ayakları dolaştı, topu, bir türlü ağlara gönderemedi.. Neyse ki, arkadaşlarından gelen yarım düzine gol, onun kaçırdıklarını kimsenin aklına getirmeyecek ve kaçanlar, başına kakılmayacak!.

Galatasaray, geçen hafta Gaziantep’te “narkoz” almış havasındaydı. Dün ise “doping” almış gibiydi!. Bir takım, bu kadar değişiyorsa, bu, nasıl açıklanabilir?

Fenerbahçe’nin cumartesi günü Eskişehir’de yenilmesi, “doping” etkisi yapmış olmasın?

Geçen haftaki “yergi”nin yerini bugün “övgü” alıyor.

Her ikisi de doğru olsa da, aslı doğru olmayan, “yergi”de ve “övgü”de “kantarın topuzu”nu kaçırmaktır. Ne yazık ki, toplum olarak, bu konularda, bir ayar tutturamıyoruz.

*****

Övgü zamanı!..

Bursaspor’un iki şutunun direkten dönmesine bakmayın; Daum'u ve futbolcularını anlamak zordu. Zor geçecek denen bir maçı, çok kolaylaştırdılar; akıllarının ucundan geçmeyen bir yenilgiyle tanıştılar. Tanınmış simalardam Kazım Kazım ile Sercan Yıldırım’ın sahada niye olduklarını, ne yaptıklarını anlamak da zordu!..

Bursaspor'un saha olmayışı, Galatasaray’ın ayağına tarihsel bir fırsat getirmişti. Ne var ki, Burak Yılmaz, tarih yazılması yolunda bir engel oldu.

Ama taraftar, ister TT Arena’daki, ister ekran başındaki, gol sevinci yaşadığı için mutluydu. Bu mutlulukla, haftaya oynanacak Eskişehirspor maçıyla Fenerbahçe’nin Sivasspor maçı daha bir önem kazanıyor. Çünkü Fenerbahçe’yle aradaki fark, 10 puandan 7’ye indi.

Keşke bir gol daha olsaydı da, fark, iki yönlü de 7 olsaydı.

*****

Övgü zamanı!..

Dün, oynanacak 16 maç olduğunu unutanlar, farka bakarak, Galatasaray için şampiyonluğun hayal olduğunu düşünenler, bugün farklı düşüneceklerdir. Çünkü günübirlik düşünme alışkanlığı olan, olumlu ya da olumsuz bir duruma bakarak, hemen her şeyin bittiği havasıyla kesinlemelere giden bir toplumda yaşıyoruz.

İşten anlayanı da öyle, anlamayanı da...

Okumuşu da, yarı okumuşu, okumamışı da öyle...

Dünkü “yergi”, bugün “övgü” olur; yarın da tersi...

Dedik ya, “yergi”de ve “övgü”de “kantarın topuzu”nu kaçırmak, bir huy!..

Son söz:

Hiçbir maç, bir öncekinin ölçütü olmuyor.
 

http://www.facebook.com/turgutcelik

https://twitter.com/#!/turgutcelik

turgutce@yandex.com

 
Toplam blog
: 2458
: 2418
Kayıt tarihi
: 10.11.08
 
 

24 Kasım 1944'te İspir'de doğdum. Ankara Kurtuluş Lisesi'ni, Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Tü..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara