Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

11 Şubat '09

 
Kategori
Futbol
 

Galatasaray Türkiye midir?

Galatasaray Türkiye midir?
 

Facebook’ta, bir arkadaşım, status’una ‘o.ç. Selçuk Dereli’ yazmıştı Galatasaray-Kayserispor maçından sonra. Bu arkadaşım, medyada tanınan ünlü sayılabilecek biri. Tanımadığı, hayatı boyunca görmediği, hatta kim olduğunu bilmediği biri için yazmıştı bu çirkin şeyleri. Özellikle herkes görsün istemişti. Ama aynı arkadaş, neden göstermeden arkadaşlarını sezon başı kampında yalnız bırakan Lincoln’e ayni şeyleri söyler miydi? Ya da yıllar boyu stad projesini süründürüp bir arpa boyu yol katedemeyen Özhan Canaydın’a? Ya da 2. gelişinde Galatasaray’da taş üstünde taş bırakmayan, gereksiz transferlerle kulubü inanılmaz borçlara sokan Fatih Terim’e? Alemlerin kralı olmaktan gol kralı olmaya fırsat bulamayan Ümit Karan’a? Hakeme küfretmek çok basit ve hızlı çözüme ulaşıyor. Bugün küfür ediyorsun, yarin hem ceza almıyorsun, üstüne üstlük küfür ettiğin hakem birkaç ay maçlarına verilmiyor. Yani sonuçta hata yapsa da yapmasa da ceza gören hep hakem oluyor.


Galatasaray-Kayserispor maçında, gündemde olan tek konunun Lincoln’ün kırmızı kartı olması ilginç. Oysa ortada kötü bir hakem performansından bahsediliyorsa, bu her iki tarafı da etkiledi, Kayserispor’un 2 penaltısı es geçildi. Ama anladığım kadarıyla, sadece ‘Galatasaray Türkiye’dir’, Kayserispor başka bir ülkenin takımı, öyle verilmeyen penaltısına itiraz etmek, bildiri yayınlamak, yürüyüş yapmak ne haddine? Türkiye Galatasaray’ın tekelinde olamaz, 'bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın' deyip hakem hatalarından yıllar boyu faydalanırken sesini çıkarmayıp, şimdi Türkiye'den bahsetmek, Galatasaray yönetimine yakışmıyor.


Gören de Lincoln’ü sütten çıkmış ak kaşık sanacak. Türkiye’de olduğu 1.5 sene içinde kaç futbolcunun kırmızı kart görmesine sebep olmuştur acaba? Lincoln’ün Türkiye geçmişine bakarak ona ancak ‘iyi futbolcu’ denebilir , ancak ‘ahlaklı futbolcu’ demek için çokça engelimiz var. Tabii ki bir futbolcunun kötü niyetli olması, onun kırmızı kartı haketmesi anlamına gelmez. Kırmızı kart, ancak kurallara gore belirlenebilir. Lincoln’ün kırmızı kartı kurallara uygundur, ancak yorum gerektirdiği noktada, hakem takdir hakkını bu şekilde kullanmıştır. Buna istinaden, hakemi ‘Galatasaray düşmanı’ ilan etmek, ‘Galatasaray Türkiye’dir’ gibi garip ifadeli bildiriler yayınlamak anlaşılır gibi değil. Selçuk Dereli’nin hakemliği sorgulanabilir, sonuçta her takıma karşı tartışılır maçları olmuştur, ancak FIFA’da first class seviyesine gelmiş bir hakemi, bir takımın düşmanlığıyla itham etmek paranoyaklığın üst derecesidir, facebook’ta küfürlü gruplar kurmak da seviyesizliğin.


Burada amaç hakemleri etki altına almaktır. Bir sonraki hafta Galatasaray’ın maçına çıkacak hakem, kararları verirken bir kez daha düşünsün, biraz daha gerilsin ve ‘aman bir yanlış yapmayayım’ baskısıyla biraz daha ‘toleranslı’ kararlar çıkarsın diye yapılıyor bütün bunlar. Ağlamayan bebeğe emzik vermezler demişler atalarımız. Ne kadar çok bağırırsan, o kadar çok duyuluyor ve itaat ediliyor bu ülkede. Kimi rencide ettiğinin, kimi rezil ettiğinin, kimi harcadığının, kimin kariyerini mahvettiğinin bir önemi yok.. Hatırlarsınız, bu ülkenin en güvenilir ve zamanının en itaat edilen hakemi, Ali Aydın, Bir Galatasaray-Beşiktaş maçından sonra Özhan Canaydın’ın ‘düdüğünü assın, yoksa olacaklardan biz mesul değiliz’ tehditinin üzerine hakemliği bırakmıştı. Şimdi de aynı senaryo başka boyutlarda oynanıyor, amaç bu olaydan rant elde etmek.


Maalesef hakemlerin üzerinden senaryo oluşturmak, Galatasaray yönetimine özel değil, bu yola her takım başvuruyor. Fenerbahçe yönetimi de aynı hakem için bir zamanlar ‘ahlaksızlar, şerefsizler’ diye demeçler verip, PAF takımla çıkacağız asparagasını uydurmamış mıydı? Beşiktaş yönetimi ise malum, barkovizyonlu gösteriler, saha ortasında seviyesiz küfürlü konuşmalar.. İmamların bu yaptıklarının üzerine cemaatten farklı bir hareket nasıl beklenebilir ki? Yönetimlerdeki bu kişiler, kendi insanlıklarından uzaklaştıklarında, hakemlerin de insan olduğunu unutuyorlar, belki de unutmayı, yok saymayı tercih ediyorlar. Ama her şeyden once hakem de bir insan, o da herkes kadar emek veriyor, hata varsa eleştirmek tabii ki herkesin hakkı. Ancak rencide etmek, küfürlü gruplar kurmak, iftira atmak kimsenin haddi değil. Şu her noktasını soluksuz takip ettiğimiz, bizi gecelerce uykusuz bırakan, bazen bir maçın keyfini yıllarca sürebildiğimiz futbolun güzel taraflarını görmek yerine, paranoyaların içinde kaybolmak, ülkemizde futbolun algılanış şeklini sorgulamama sebep oluyor.

Futbol herhalde bir afyon ki, içine bulaşanı başka dünyalara götürüp at gözlüklerini takmasını sağlıyor...


 
Toplam blog
: 55
: 969
Kayıt tarihi
: 15.01.09
 
 

29 yaşındayım. İTÜ Tekstil Mühendisliği mezunuyum. Evliyim. Çocukluğumdan beri futbol gönüllüsüyüm. ..

 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara