Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Mart '09

 
Kategori
Beslenme / Diyet
 

Gastrit ve beslenme

Gastrit ve beslenme
 

Beslenme alışkanlıklarımız gastrit tedavisinde çok önemlidir.


Gastrit her yaşta ortaya çıkabilen bir hastalıktır ve midenin iltihabı şeklinde tanımlamak doğru olur. Şikayetler sıklıkla, mide bölgesinde şişlik ve gerginlik, karın ağrısı, bulantı, kusma ve bunlara bağlı olarak yemeklere karşı olan isteksizlik şeklinde ortaya çıkar. Şikayetleri dayanılmaz durumlara gelmeden doktora başvurmadığından, kendisinde gastrit olduğunu bilmeyen pek çok kişi var.

Gastrit yaygın bir hastalıktır aslında. Beslenme dışı etmenlere baktığımızda çürük bir dişimizden yayılan mikropları yutma ya da kanla dolaşan mikroplar gastrit nedenlerindendir. Helicobakter pylori mikrobu vücuda girdiğinde gastrit oluşumuna neden olur, tedavi edilmezse ülser hatta kansere kadar giden sonuçlar yaratabilir.

Vücudumuzda da çeşitli nedenlere bağlı zehirli maddeler oluşmaktadır . Çeşitli hastalıklar vücutta birtakım zehirleyici maddeler meydana getirir. Bunlar mide ve bağırsak tarafından zararsız hale getirilir. Fakat bu süreç sürekli tekrarlandığında, mide ve barsak da bundan zarar görür ve gastrit oluşabilir. Derin yanıklara bağlı, dokuların parçalanması ve doku proteinlerinin meydana getirdiği zehirleyici maddeler mide ve onikiparmak bağırsağı yoluyla atıldığı için gastrit oluşumuna bir neden olabilmektedir. mide ve bağırsağın herhangi bir besine veya ilaca alerjisi varsa, bu besinin tüketimi veya ilacın kullanımı gastrit oluşturabilmektedir.

Bilinçsiz antibiyotik ve ağrı kesici kullanımı da gastrite neden olabilmektedir. antiromatizmal grubu ilaçlardan aspirin ve benzeri ağrı kesiciler mide ve onikiparmak barsağında tahrişe neden olabilmekte, hatta uzun süreli kullanımları kanamaya neden olabilmektedir. bu grup ilaçları hastalıkları nedeniyle doktor kontrolünde kullananlara doktorları mutlaka mide koruyucu ilaç verecektir.

Beslenme alışkanlıklarımız da gastrit oluşumunda ve ya seyrinde çok etkilidir. Gün boyu neler yiyoruz diye gün sonunda düşünüyor muyuz hiç? Bir gün yiyeceğimiz tüm besinleri yemeyip bir poşetin içine atsak gün sonunda poşetin içine bakmayı ister miyiz?

İstemeyenler grubundansanız bunu midenize her gün yaptığınızı hatırlatırım ne yazık ki.

Sabah kahvaltıdan başlayalım; sağlıklı bir kahvaltı yerine zamanı olmadığı bahanesiyle poğaça tüketenler, mayalı ve yağlı bir yiyecekle güne başlayarak ilk saatlerde mide asit oranını arttırırlar. Öğle ve akşam yemeklerinde yağ içeriği yüksek yiyeceklerin tüketilmesi, acı, tuzlu yiyeceklerin sık tüketimi, öğün atlayarak diğer öğünde fazla yemek, zamanla midede harabiyete neden olarak gastrit oluşumunu tetikler. Öğünlerde yanlış besin tüketimi kadar sık sık gün içinde uzun süren açlık da yanlıştır.

<ı>Midemizi korumak için nasıl beslenmeliyiz

Aç kalmamalıyız; bunun için güne kahvaltıyla başlamalıyız öncelikle. Poğaça çay ikilisi her gün tüketeceğimiz kahvaltımız olamamalı, sık tüketimi midemize zarar verirken, yağ içerinden dolayı vücut ve kan yağlarımız olumsuz etkilenirler. Sabah, öğle ve akşam öğünlerini düzenli, benzer miktarlardaki yiyeceklerle, her gün benzer saatlerde tüketmeliyiz. Gün içinde ara öğünler yapmamız bir sonraki öğünde aşırı yemek tüketimi engelleyecektir. Bu ara öğünlerimizi meyve ile yapabiliriz. Yemeklerle beraber meyve tüketimi yerine yemekten 2 saat sonra tüketilen meyve hem kan şekerimiz dengeleyecektir, hem de açlık hissetmememizi sağlayacaktır.

Midemize ilk giren yiyecek veya içecek çok sıcak veya çok soğuk olmamalıdır. Özellikle gastrit oluşmuş kişilerin buna özellikle dikkat etmeleri gerekir. Aç karnına yenilen veya içilen çok soğuk/sıcak yemek/içecekler mideye zarar vermektedir.

Asitli yiyecek ve içeceklerin de mideye zarar verdikleri bilinmektedir. Bu tür yiyecekler arasında portakal, mandalina greyfurt gibi turunçgillerle, domates vb. asit içeriği yüksek besinler yer alır. Bu meyvelerin suyunu tüketildiğimizde aldığımız asit oranı artacaktır. Yine asitli- kolalı içecekler, hazır meyve suları mideye zarar vermektedir. Gastrit oluşmamış kişiler için taze meyve suları sıkıntı yaratmayacaktır. Önemli olan sağlıklı kişilerde dahi bu grubun sık ve fazla miktarlarda aç karnına tüketilmemesidir.

Sindirilemeyen yiyecekler de gastrit oluşturabilir. uzun dönem zayıflama diyeti uygulayan bireyler, salata gibi çiğ sebzeleri sık ve uzun süre tüketmekte, bu durum midede harabiyete neden olmaktadır. salata- sebze mutlaka beslenmemizde mutlaka yer alması gereken önemli vitamin-mineral ve posa kaynağıdır. fakat her durum için söz konusu olan bir konu: her şeyin fazlası zarardır. Salataları yemeklerimizin yanında tüketmek uzun dönemde daha sağlıklı olacaktır.

Alkol, sigara, koyu çay ve kahve, başta gastrit oluşmuş bireyler olmak üzere, sık ve/ veya aç karnına fazla miktarlarda tüketmememiz gereken gruptur. Bu grup mideyi uyarıcı, tahriş edici ve mide asit salgısını arttırıcı etkiler gösterdiğinden, gastrit tedavisinde ve mide koruma diyetlerinde yer almaması gerekmektedir.

Tüketilen yiyeceklerin sıklıkla acı baharatlı, tuzlu olması da midenin tahriş olmasına sebep olan, mideyi uyararak şikayetleri arttıran nedenlerindendir. Gastrit oluşmuş kişilerin acı baharat kullanmamaları, turşu, salamura vb. tuzlu yiyecekler tüketememeleri gerekmektedir.

Yağda kızarmış yiyecekler, yağlı sos kullanılmış yemekler, mayonez, kaymak, krema gibi yoğun yağ içeren yiyecekler, çikolata bildiğimiz gibi yüksek oranda yağ içerirlerken, hazmı zorlaştıran gastrite bağlı şikayetleri arttıran yiyecek grubudur.

Gastrit tedavisinde besin seçimlerimiz önem taşımaktadır, yukarıda değinilen noktalara dikkat edilmesi gerekmektedir. Gastrit oluşmuş bireyler öğün aralarında meyve tüketirken yumuşak, asitsiz meyveleri seçmeli ve kabuklarını soyarak yemelidirler. Şikayetlerin yoğun olduğu dönemlerde mümkün olduğunca çiğ sebze ve meyve tüketilmemesi daha doğru olur. Kişileri, yoğurt ve süt bazı durumlarda rahatsız edebilmektedir. Buna benzer sizi rahatsız eden yiyecekleri tüketimlerinizdeki şikayetlerinize bağlı bir süreliğine diyetinizden çıkarabilirsiniz. Sebze, meyve ve süt grubu, şikayetleri arttırması nedeniyle tüketilmediğinde vitamin -mineral eksiklikleri ortaya çıkabileceğini unutmamalıyız. Diyetimize ek olarak doktor kontrolünde alacağımız vitamin grupları, gastrit tedavisinde de büyük yarar sağlayacaktır.

Gastrite bağlı sık görülen şikayetlerden biri de midede şişkinlik hissidir. Ne yesem midemde şişkinlik ve gaz hissediyorum diyerek yemek yemekten uzaklaşan, öğünlerini makarna veya pilav yiyerek geçirenler dengesiz beslenme durumunda kalırlar.
    Şeker hastalığı olmayanlar güne, bir bardak ılık suya 1 çay kaşığı bal ekleyerek başlayabilirler, bunun midelerini rahatlattığını göreceklerdir. Sabahları az yağlı beyaz peynir , beyaz ekmek, şekere bağlı bir hastalığı olmayanlar bir tatlı kaşığı bal tüketerek, yanında açık çay veya bitki/ meyve çaylarından içerek kahvaltı yapmaları sıkıntı yaramayacaktır. Öğle ve akşam yemeklerinde yayla, şehriye gibi gaz yapmayan çorbalar, iyi pişmiş- gaz yapmayan sebze yemekleri ( karnabahar, brokoli kereviz, turp vb sebzeler dışındakiler), veya ızgara/ haşlama/ buğulama/ fırın yöntemlerinden biri kullanılarak pişirilmiş et yemekleri, az yağlı pilav veya makarna, beyaz ekmek gruplarını tüketebilirsiniz. Meyveleri kabuksuz olarak, şikayetlerin çok yoğun olduğu dönemlerde fırında pişirerek veya komposto şeklinde ara öğünlerinizde tüketebilirsiniz. Ara öğünlerinizde bir dilim ekmek , beyaz peynir ve bitki çayları ile küçük bir kahvaltı da yapabilirsiniz.
Yukarıda bazı örneklerini verdiğim yiyeceklerin kişiye özel yiyecek seçimleri ve miktarları ile planlanması ve gastrite yönelik diyet tedavisi için diyetisyene başvurmanız önemlidir.
 
Toplam blog
: 24
: 4120
Kayıt tarihi
: 30.03.09
 
 

GERGİNLİKLER DEĞİL, ESNEKLİKLER KORUR... Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü mezu..