Gazetecilere gözaltı

Türkiye bir hukuk devletidir. Gözaltına alınmalar, tutuklamalar hakkında açıklama yapmıyoruz. Bu sözler gazetecilerin İçişleri bakanı Beşir Atalay’a yönelttikleri sorulara aldıkları yanıt. Ev aramalarını ve göz altına alınmaları basından öğrenmiş sayın bakan(!) ve bana müsaade deyip sıyrılıveriyor muhabir gazetecilerin arasından.  

Naçiz vücudumun tepesinde duran naçiz saksımı çalıştırmaya başlıyorum sade vatandaş olarak. Önce şükür ediyorum sade vatandaş olduğum için göz önünde medyatik biri olmadığım için. Kitaplar yazmadığım için Allah’a şükrediyorum!  

Ergenekon okyanusunun uçsuz bucaksız sahillerine dalgalar vurmaya devam ediyor nereden vuracağı belli değil rüzgar nereden eserse dalga oraya vuruyor. Birbiri ile alakası olmayan olaylar ve kişiler Devletin ali menfaatlerine ters düşen eylem, söylem, girişim ve yayınlardan ötürü zamanlı zamansız abuk sabuk bir üslupla toplanıyor. Özel eşyalarının değerinin üzerindeki özel bilgileri gasp ediliyor. O zaman yanıt aradığım şu soru aklıma geliyor. Bir operasyona adını veren Ergenekon bir anda yüzlerce operasyonun adı oluveriyor. Sonrasında suçları sabit olmasa da göz altına alınan kişiler Ergenekon terör örgütü şüphelisi olarak lanse ediliyor ve göz altına alınıveriyor. Sonrası malum.  

Türkiye hukuk devleti ya kimse yorum yapamıyor Cumhurbaşkanı Abdullah Gül bile yargının işi diyor. Hükümet bu olaylarla ilgili soruları bize yöneltmeyin adli dava diyor. O zaman da aklıma şu soru geliyor. Üstün hukuka hükmeden bir kadronun varlığı ve koordine takipler.. ekip sağlam anında görüntü. Yargı ve emniyet işbirliği parmak ısırtıyor. Fakat garip bir şeyler var? Yandaş tabir edilen gazetecilerde temkinli olsalar da tepki gösterdiler hayret ki hayret. Eski kanal 7 eşrafından! Başbakanın basın danışmanlığını yapmış Akif Beki bile kafam karışık diyor. Yanlış beyandan çekiniyorum. Bir tarafta meslekdaşlarım ve basın camiasını töhmet altın bırakma riski öte yandan acaba sorusu beynimi kemiriyor diyor. Bir an önce maddi deliller varsa (suç aleti demek istemiş herhalde) ortaya çıkarılsın ki bizde açalım ağzımızı diyor eh haksızda sayılmaz hani. Hiç tepkisiz kalmaktan iyidir. Mehmet Altan, Ali Bayramoğlu, Mehmet Barlas gibi isimler bile şaştı kaldı bu işe. Yine de merak etmesinler mutlaka onları rahatlatacak ve konuşturacak bir ipucu bulunur veya yaratılır.  

İstiklal caddesindeki malum güzergahta gazeteciler protesto eylemi yaptı ağızlarını bantladılar ama bana göre geç kaldılar. Gerçi Can Dündar zararın neresinden dönersek kardır diyor fakat iki yıl ve fazlası yıllardır içerde yatan diğer gazeteciler içeri alınırken neredeydiniz. Yürüdüler de memleket mi kurtuldu diyeniniz olabilir ancak Dünya çapında ses getirdiği gerçek. Bir söz vardır salağa yatmak diye. Teşbihte hata olmaz Başbakan ve bakanlar da resmen işi saflığa vurdurdu!. Hemen yargıya bindirme. Ben yapmadım o yaptı yönlendirmesi.  

HSYK yı ben yapılandırdım çünkü! Özel görevli savcı Zekeriya Öz’ü de ben görevlendirdim. Şu anda bilinen fakat henüz yargı kisvesi ve davaların devam etmesi nedeniyle telaffuz edilmeyen tek bir günah keçisi var. Ama bu gerçek günah keçisi Zekeriya Öz her yol roma ya çıkar derler bizde de Zekeriya Öz’e çıkıyor dur diyende yok. Ergenekon’un da b…kunu çıkardı. Bakalım bedelini nasıl ödeyecek. Siyasilerin günahını da beraber kendi yaptıkları ile taşımaya gücü yetecek mi? Bu asla bir hedef gösterme değil zira bu savcıya demoklesin kılıcını veren güçler var. Gün ola devran döne Bekleyip göreceğiz ne demişler zaman her şeyin ilacıdır.