Gece

Karanlığa hüzüne kedere...

Ve bileklerimde bir soğuk bir kelepçe olmuş

Demir soğukluğunda ki sensizliğine inat...

Şekere batmış kelimelerimi yolluyorum...

Her biri renkli oyuncakların tekeri üstünde giderken sana..

Gözyaşlarımda büyüyen bu ılıman çiçekleri ve mavi perdeleri yırtan..

Bu kaplan kafesinden bu tünekten bu kavanozdan bir liman yaratıyorum..

Güzel günler için sakladığım o güzel kelimeleri...

Özlem için değil hüzün için değil Ayrılık için değil...

Sadece bir tutam isyan...

Sel ırmak olsun gökyüzü olsun bulut olsun

Seni bana bir turnanın kanadına takıp getirsin diye...

Annem gibi sarıyor beni yokluğun şimdi...

Ve ben bir koza gibi bir yaprağa tutunmuşum hayata...

Sen pembe hayallerde prensesçilik oynarken...

Ben bu labirentte bir ürperti gibi büyüyeceğim...

Sen bu gece aç pencereni...

Uçup konacağım

Bir kuş tüyü gibi yastığına.