- Kategori
- Anılar
Geçmişin Acıları

Erik Ağacı
Üstünü örttüğümüz yaralarımız, içinde kalan acılar, geçmişe gömdüğümüz zamanlar. O hüzünleri, acıları kimi zaman sokaktaki birinin gözlerinde görürüz. Derinlere inildikçe unutmak istediğimiz vakitler vardır, her insanda başka başka gizemler saklıdır. Kimisi içinde kaybolur yüzeyinde kalamaz. Kimisi kendi mezarlarını kazar acılarının. Üzerlerine alçı çekilen duvarlar gibidir, ne özlemler kalmıştır ne hayaller. Küçücük bedenlere bazen büyük yükler yüklenmiştir.
Büyük büyük evlerde refaha erişen büyüklerimiz ne acılardan geçmişler kimbilir, çocukken cepleri boş olanlar büyüyüp cepleri paralarla dolunca neleri almayı arzu ederler. Sıyrılınca tüm etiketlerinden yataklarına uzanınca ne düşünürler acaba? Neler geçer akıllarından?
Yüreğimizin köşelerine sıkıştırdığımız kimsenin bilmediği acılarımız bize ait, halbuki salıversek acılarımızı, yüreğimizin kafesinden çıkıverseler ve sonra özgürleşsek bir vakit. Neşeye tutunup çocukça çağlasak, hesapsız sohbetlerle doldursak yüreğimizi, erik ağacının tomurcuklarını hatırlasak, fotoğraflarını çeksek gözlerimizle, bir türkü dilimizde dolansa, bitince gülümsesek sevinçle, yeni dostlar edinsek açık yürekle.