- Kategori
- Aile
Geçmişten bir kesit
“ Dünya insanının çoğu, detaylarda takılıp kalıyor. Her şeyin en ince noktasına kadar açıklanmasını istiyor. Bir nakış işlemesinin arkasını çevirerek, ipliklerin nasıl iç içe geçerek bu deseni yarattığını görebilir, ipliklerin her renginin nerelere uzandığını inceleyerek, ipliklerin giriş çıkışlarını takip edebilirsin. Ama tüm bu incelemeler, sana onların yarattığı desenin kendisine baktığında duyacağın hazzı veremez.”
Bu satırları bir kitapta okur okumaz rahmetli Neriman Teyzem geldi aklıma. Annemin halasının kızıydı. Annemle birlikte büyümüşler. Annemden sonra yaşamımda rol oynayan insanlardan biridir. Çok anı biriktirdim kendisiyle ilgili. İşte yukarıda yaptığım alıntı da onlardan birini anımsattı bana.
Rahmetli biz dünyadaki çirkinliklerden dem vurmaya başlayınca buna benzer bir öykücük anlatırdı bize. Kabataslak anımsadığım kadarıyla şöyleydi:
“Kadın oturmuş divana gergefte bir şeyler işliyor. Oğlu da yerde oyun oynuyor. Bir ara başını kaldırıp gergefin altındaki renkli iplik karmaşasını görünce; annesine niye bu çirkin şeyle uğraşıp durduğunu soruyor. Kadın da onun divana yanına gelmesini istiyor. Divana çıkan çocuğa şimdi bir de buradan bak bakalım diyor. Çocuk beğenisini dile getiriyor.”
Bunu anlatır ve arkasından da eklerdi: “ İşte Tanrı da evreni yani bizleri yukarıdan öyle görüyor. Onun nezdinde çirkin diye bir şey yok. Her şey güzeldir.”
Şimdi kendi de Tanrı’ nın yanından izliyor bizleri. Selam olsun, yüreği hep bu dünyada olduğu gibi sevgi dolsun diyorum. Kızlarının onun için hazırladığı yazılı bir metinden son bölümü sizlerle paylaşmak istedim.
“ Sımsıcak yüreği, engin hoş görüsü, herkese hitap eden doğası, hayat görüşü, vizyonu, yaşama sevinci, bitimsiz enerjisi ile hepimizin yüreğine dokundu gitti. Hep daha iyi olmaya, herkese faydalı olmaya çabaladı. Başardı da. Hepimizin sorunlarına el attı, hepimizi sevgisiyle sarmalayıp gitti.
Dolu dolu yaşadı gitti. Ahirete dolu dolu hazırlanıp gitti.” 3 gün yatak 4. Gün toprak” derdi öyle gitti. İki kızı da yurt dışındaydı ama yüreğinin istediği gibi, iki kızının kollarında gitti. İstediği gibi Yasinler okunarak, kulağına “ la ilahe illallah” üflenerek gitti. Zemzem suları içerek gitti aramızdan.” Hepimiz aynı şekilde doğarız, fakat bin bir şekilde ölürüz” derdi. Onun sımsıcak yüreğince oldu her şey. Gitmek istediği gibi gitti aramızdan. Çok sevdik onu biz. Çok farklı sevdik ve bir o kadar da sevildik. Hepimizin yaşamında bir fark yarattı gitti. Onu tanımak bir ayrıcalıktı, onu yaşamak ise unutulmaz. İyi ki yaşamımızdan böyle bir NERİMAN geçti. Genç yaşlı herkese yumuşacık dokunuşlarla, sevecenlikle, sabrı ve hoşgörüsü ile bir şeyler öğretip gitti. Ruhu şad olsun. Nur içinde yatsın”
Seni çok özledim teyzeciğim. Hasretle özlendiğini bilmelisin…