Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Mayıs '11

 
Kategori
Etkinlikler / Festivaller
 

Geçmişten geleceğe doğru gün ışığına çıkarken.

Geçmişten geleceğe doğru gün ışığına çıkarken.
 

Bergen Kocabıyık. Öğrencim


Not: 18 Mayıs Müzeler Haftası idi. Her yıl kutlanır. Muğla Müzelerinin avlusunda eski tarih antik çağa doğru yolculuk yapılır. Birçok uygarlıkların izlerine rastlanır, burada. Kendinizi tarihin kokusuna, zaman tüneline bırakır, saatlerce kendinizden geçersiniz. Bu duygu sizi eski uygarlıkların yaşamı ile bugüne karıştırır gökyüzünün masmavi yoğunluğunu, güneşi hisseder, sessizce gezersiniz... Sizi bırakmaz bu parçaların insanları, o güne çeker. Yanık tenli Anadolu insanın bağrında buluşur, yanarsınız tarihe tanıklık eden bu duygu ile uygarlıkların izlerinde kaybolur gidersiniz. Geçtiğiniz zaman tüneli ışığıdır , sizi etkileyen... O zamana tanıklık eden yaşam sizi Güneş sistemlerinin içinden geçirir, antik tiyatrosunda seyirlere dalarsınız, o yıllar geçmişten geleceğe doğru aydınlanır, mutlu olur hayatı anlarsınız...Şimdi öğrencimin kompozisyonunu veriyorum. (N.K) 

GEÇMİŞTEN GELECEĞE DOĞRU GÜN IŞIĞINA ÇIKARKEN…  

 

Bir gece önceydi. Heyecan dalgalarım uçuşurken, gözlerimde çoktan geçmişe, zaman tüneline yolculuğum başlamıştı, bile. Binlerce yıllık uygarlıkların kültürlerinde geziniyor, akşamın en güzel saatinde, eteklerim uçuşurken rüzgarda, tiyatronun en canlı izleyicisi oluyordum.  

Gün ışığına az kalmıştı, aman. Gözlerimdeki heyecan dalgaları çoktan müzeye yayılmaya başlamıştı. Geçmişten bugüne çıkacak, bu gün de heyecanlanacaktım. Tarihi adı “thera” olan Yerkesik’ten gönlüm eserlere doğru esmeye başlamış, koşmuştum. Tarih 2011 yılıydı. 2011 yılının 18 Mayıs’ına tanıklık edecektim. Havanın yağışlı olmasına aldırmadan biliyordum ki, geçmişten günümüze gün ışığına çıkmış binlerce serlere dokunacak, uygarlıkların içinde gezinecektim. Zamana yolculuktu, bunun adı.  

Avlusunda başlayan eski tarihe olan heyecanım müzenin içerisine yayılacaktı. Müzeye ilk adımımı attığımda fark ettiğim ilk şey burnuma gelen tarih kokusuydu. Bununla birlikte hiç bilmediğim bir zaman yolculuğuna çıktım ki, bu yolculuk beni geçmişe götürdü. Geçmişte kullanılan eşyalar olsun, giyilen kıyafetler olsun, hepsi ilgimi çekmişti. Ama en çok ilgi gören başta iskelet kalıntıları idi. Bunun yanı sıra biraz korkabilirsiniz de…  

Öylesine heyecanlıyım ki, Türkiye’de kurluna ilk doğa tarihi müzesine adım atacaktım. Nesli tükenmiş olan hayvanların kemikleri, kafatasları, çene kemikleri, boynuzları, gergedanlar tüm dikkatimi çekiyordu…  

Etnoğrafya Seksiyonuna geçmiştim. O özel koku, o özel sessiz oda, beni kendine çekmiş, heyecanlandırmıştı. Saatlerce kalabilirdim bu gizemli yerde… Saklanabilirdim…  

Antik adı Stratonikeia olan Eskihisar’dan elde dilen bulguların yer aldığı Arkeoloji Arkeoloji kalıntıları içinde, ışıkların arasında gizli cam bölmeden bu parçaları izlemekteydim…  

En çok dövüşçülerdi izlediklerim. Çok duygulanmıştım. Bu salonun adı Gladyatör salonu idi.  

Aaaaaaa öylesine etkilendim ki, bir an şimdi beni buraya çağıran Muğla Müzesi’nin değerli arkeologlar bu eserleri, müzenin avlusunda insanlığa gösterim olarak sunacaklar ve tarihe saygıyı, eserleri korumayı öğreteceklerdi…  

Çok mutluydum. Muğla’mızda harika müzelerimiz bulunmaktaydı. Bu tarih geçmişten geleceğe yol göstermekteydi. Muğla zaten geniş ve zengin bir uygarlığa sahip değil miydi?  

Ayrılık zamanı gelmişti. Dokunduğum eserlerin bıraktığı izlerin etkisiyle elde ettiğim bilgilerin ışığında zaman tünelinden geçmiş, gün ışığına çıkmıştım. Tekrar zamanın tanığı olacak ve hayat dalgalarının içinde koşarak heyecanlanacaktım.  

Bergen Kocabıyık, Yerkesik İlköğretim Okulu öğrencisi 

 
Toplam blog
: 642
: 524
Kayıt tarihi
: 19.07.08
 
 

Muğla'nın YERKESİK  beldesinde dünyaya gelmişim.  Yöremin o solunacak havasını, coğrafyasını çok ..