- Kategori
- Siyaset
Geleceğini arayan ülkede kahraman katiller
Bir toplum, eğer geçmişiyle yüzleşecek ortam ve koşulları oluşturamamışsa o toplumun gelecek projesi olamaz.
Ülkemizde bugün yaşadığımız olaylara baktığımızda toplumsal duyarlılıklarımız, demokratik reflekslerimiz de olmasa Mehmet Ali Ağca örneğinde olduğu gibi katilleri kahraman olarak topluma sunmaya devam edecekler.
Papaya suikast düzenleyen, Abdi İpekçi gibi döneminin en ünlü gazeteci-yazarını öldüren bir katil, cezasının bitiminde elbette serbest kalabilir ama böylesine ilgi ve itibar gösteriliyorsa demektir ki bu toplum bir katilden yeni bir kahraman yaratıyor. Oysa Mehmet Ali Ağca cezasını tamamlayıp çıktığında sanıklığı bitmiş olabilir ama tanıklığı hala sürüyor. Çünkü bu cinayetlerin perde arkasındaki güçler henüz ortaya çıkarılmış, yargılanmış değiller. Gerçi o dönemin yetkili ve sorumluları şimdi kahraman gibi karşılanan bu katillerin ellerine silahları kimlerin verdiğini elbette biliyorlar. Ancak elinizde onların gerçek yüzlerini, suçlarını ve ilişkilerini açığa çıkaracak bundan daha etkili bir tanık olabilir mi?
Öte yandan dönemin İçişleri Bakanı “Ağca kaçmamış, kaçırtılmıştır” diyor. Emniyet Genel Müdürü benzer şeyler söylüyor ama bir türlü Ağca’ nın gerçek patronuna ulaşılamıyor. İşin acı yanı bir yanda otuz yıl önce öldürülmüş önemli bir aydın, gazeteci, yazarı anmamız gereken günlerde; tüm toplum kesimleri onun katilinin, üstelik de sosyal kişilik bozukluğu heyet raporlarıyla tescilli bu adamın günlük yaşamını takip ediyoruz. Sanki yıllar sonra masum olduğu anlaşılan bir mağdur adam havasında lüks otellerde konaklatılan bu katili hala kim ve kimler koruyor, destek veriyor, ortaya çıkmadan; bu ülke geleceğini kuramaz. Heyet raporuna göre Mehmet Ali Ağca sosyal kişilik bozukluğu olan bir adam da, toplumun sağlığı ne kadar yerinde? Siyasi Partilerimiz, Demokratik Kuruluşlar, Sivil Toplum örgütleri ne diyor bu aymazlığa?
Üç yıl önce bile bile ölüme gönderdiğimiz sevgili Hrant Dink dosyasında hala en küçük bir ilerleme sağlanamamışsa, sorumlularıyla ilgili ne bir soruşturma ne bir yargılama yapılamıyorsa, bu ülkede demokrasiyi nasıl hayat geçireceğiz?
Türkiye’ de tüm bu karanlık cinayetlerin, darbe planlarının, darbecilerin ortaya çıkarılması, bir anlamda Ergenekon benzeri yapılanmalar yok edilmeden, ordu ve bürokrasi bu tür darbeci kişilerden arındırılmadan mümkün olmayacaktır. Cumhuriyet kurulduğundan bu yana yapılan tüm yanlış uygulamalar, yasa dışı örgütlenmeler, haksız yargılamalar ve faili meçhuller ortaya çıkarılıp, geçmişle hesaplaşmadan bu ülke geleceğini bulamaz. O yüzdendir ki, her türlü ön yargı ve ulusal duyarlılıklarımızı bir kenara bırakıp; bu ülkede yaşayan tüm kesimlerin ayrımsız hukuk dışı uygulamaların karşısında durması ve her kim ya da kişiler bu konuda bir çaba içindeyse destek verilmesi gerekir. Aksi halde bu toplumda daha çok Abdi İpekçi’ ler, Uğur Mumcu’ lar, Hrant Dink’ ler öldürülür, Hrant’ ın katillerinin gardiyanlık yaptığı cezaevlerine ileri, demokrat insanlar hapsedilir ve Mehmet Ali Ağca gibi katiller de kahraman edasıyla lüks otellerde saltanat sürerler. Peki, perde gerisindekiler, 12 eylül paşaları, darbeciler, derin devletin derinliklerinde gizlenen sivil baronlar?.......... Kahramanmaraş, Çorum, Sivas olaylarının, 1 Mayıs kitlesel katliamının sorumluları; güneydoğuda köyleri yakanlar, köylüleri asit kuyularına atanlar, askerleri savunmasız, korunmasız PKK terörünün üstüne gönderenler?....................... Onlar da zaman aşımından yararlanırlar!......................... ayhanongun@gmail.com