- Kategori
- İlişkiler
Gelsin gelecekler, gitsin gidecekler

İnsan, yaşı ilerledikçe daha iyi anlıyor duygulara gem vurulamayacağını. Nereye kaçarsanız kaçın, dünyanın neresine giderseniz gidin, onlar hep sizinle birlikte geliyor. Kendinden kaçamıyor insan. Öyle değil mi zaten? Sizi siz yapan kişiliğiniz, duygularınız, düşünceleriniz… Onlardan kurtulmak, kendinizden kurtulmanız ve bambaşka birisi olmanız demek değil midir? Dünyada bunu becerebilen sayılı insan vardır herhalde.
Ne zordur unutmak isteyipte unutamadıklarımız, geçmişte yaşadıklarımız, hayatımız, adım adım geçtiğimiz basamaklar… Neden unutmak isteriz ki yaşanmışı, kötü tecrübeleri, kısacası hayatımızın belli bir kesmini? Unutabilip, yerini başka bir şeyle doldurabiliyorsak ne alâ, başarmışız demektir. Peki ya unutamayanlar? Hele ki çekilen acı gün ve gün daha da ağırlaşıyorsa…
“Gün olur devran döner” diyerek ne de iyi etmisler. Hakikaten öyle, zaman en güzel ilaç, belki 10 gün, belki 10 ay, belki de 10 yıl ferâgat etmemiz gerekebiliyor ama sonuçta hep zaman kazanıyor. Yani birazda zamana bırakmak lazım bazı şeyleri. Özellikle de manevi yaraların kapanmasını. Bu süreç kolay olmuyor tabiki, kolay olsaydı acı vermezdi sonuçta. Öyle ya biraz zaman, biraz mekan, elbette gün doğar yeniden, yeniden yeşerir umutlar, ilkbahar tekrar gelir dünyamıza ve güneş yeniden güler yüzümüze.
Şunda mutabık olalım önce; zaman en güzel ilaç! Unutamam dediklerimiz bir bakmışız hiç aklımıza bile gelmiyor artık. Zorlarsın kendini ona veya unutamadığın şeye ait bir şey hatırlamayı, ama gelmez bir türlü aklına.
İşte o zaman dersin; “yaa hayat sen nelere kadirmişsin”. Kapanmayacak sandığımız yaraları kapatıp birde yerine yenilerini açarsın.
Geçen gün tanıdık bir filozofun şu yazısını okudum “Gelecek hiç şüphesiz ki gelecek ama gelecek olanlara dikkat et, çünkü onlar hiç unutulmayacak”. Ah ne kadar da doğru, hayatımıza girenler ve gerçekleşen olaylar, yaşarken farkında olmuyoruz ama aslında onlar geleceğimizin birer unutulmazı oluyorlar. Gelecek geldiğinde onlar geçmişe ait olup, kafamızı, duygularımızı, düşüncelerimizi meşgul eden oluyorlar. Demek ki neymiş? En güzel ilaç zamana kendimizi teslim ettiğimizde, hayatımıza buyur ettiklerimize dikkat etmekmiş. Yaşanacaklara yaşananlardan pay biçmekmiş maksat.
İnsanoğluyuz ya, bazen aynı hatayı birkaç kez yapabiliyoruz malesef. Önemli olan, o hatayı bir daha yapmamakdır demek çok isterdim ama gerçekte hiçte öyle olmuyor. Yine, yeni, yeniden aynı hataları yapabiliyoruz, oluyor işte, belki elimizde olan sebeplerden belki de olmayanlardan… Bence önemli olan, hata yapacağım diye korkak olmamak , hatalar tekrarlandıkça güçlü durmak, yok olup gitmemek, acılarla başbaşa kalmamak, onları hayatımıza uyarlayarak barışçıl yaşamak , olacağı varmış diyerek birazda kendi kendimizi teskin etmek. Sadece bir ömür değilmidir yaşayacağımız? Öyle ise, varsın gelsin gelecekler ve varsın gitsin gidecekler!
Hertfordshire