Gençlere, genç kalanlara, çiçek çocuklarına : Olimpos

Olimpos ‘taydık üç yıl aradan sonra, yeniden.. . Hayatımızın bir bölümünü, çok güzel bir bölümünü, de yeniden yaşadık bir anlamda. Bıraktığımız gibi miydi bu büyüleyici yer diye gezindik etrafta, üç yıl önceki gözlerimizle başka, şimdiki gözlerimizle başka olsa da yine etkileyici olduğu sonucuna vardık..

Antalya’nın en güzel yerlerinden biri olan Olimpos’ a yolunuz düşerse diye bildiklerimi, gördüklerimi anlatayım şimdi:  Antalya merkezden Kemer’ e doğru yol alın, Kumluca’ ya varmadan o en sevdiğim kahverengi tabelalar sol taraf Olimpos yönünü verecek sizlere, burada düz ana yol bitecek ve deniz seviyesine varan dar, virajlı, etrafı sıra sıra gözlemecilerle dolu bir yolda aşağı inecek ve son bir Olimpos tabelasından kıyıya  varacaksınız. Gerçi kıyıya varmak, belki de yanlış oldu çünkü orada deniz kıyısına varmak asıl büyülü olan şey. Son kavşaktan içeri kıvrıldığınızda pansiyonlar yoluna girdiniz demektir. Eğer rezervasyon yaptırmadan ‘ Haydi yola çıkalım!’ dediyseniz bir sorunla karşılaşacağınızı sanmam, çok sayıda, çok odalı bir pansiyon zinciri var ve hepsi aynı anlayışla hizmet veren yerler.

Başlığın sebebi de burada gizli biraz: Olimpos gençliğin ruhudur! Artık durulalım,en konforlu havuz başı tatili, şezlongdan ayağımı uzatınca denize değeyim tarzında bir tatilse beklediğiniz aman deyim başka yerlere gidin, sonra Olimpos’ a laf etmeyin.. Eğer Olimpos’taysanız yan yana dizilmiş  bungalovlarda kalacaksınız , kahvaltı ve akşam yemeklerinde sıraya girip yemeğinizi alacak, sedirlerde, masalarda komşularınızla yemek yiyeceksiniz, en rahat kıyafetlerinizle evet makyajsız, üstünüze başınıza dikkat etmeden aylaklık edeceksiniz, Olimpos’ta eleştirmek, incelemek değil uyumak ,yüzmek ve uzanmak var..

Muhteşem denizine varabilmek için pansiyonunuzun uzaklığına oranla üç aşağı  beş yukarı on on beş dakika  yürüyüp ören yeri girişine vardıktan sonra ulaşabileceksiniz, üç yıl önce girişte çok caz bir miktar ödüyorduk, şimdi de 25 giriş için 15 tl’lik bir kart aldık. Ören yeri eskiden çok önemli bir liman kenti olan Olimpos’un anıt mezarlarını, kale surlarını alıyor içine, şu an bir kazı çalışmasına ev sahipliği yapıyor.İlk gidişimizde vakit gece yarısına yakındı,elimizde fener ö yerini geçip iki dağ arasında denizi yıkayan dolunayı görüp sahile uzanıvermiştik, tatlı mırıltılar etrafta , gülüşmeler, denizin sahile vuruşu, hep özel bir an olarak öylece kalacak.. İşte bu gece başka gündüz başka olan yerini geçip sahile ulaşabilirsiniz. Sahilde girişe uzak iki kafe var, oralarda takılmak istemezseniz yanınıza mutlaka şemsiye, su, atıştırmalık alın, o kadar yolu geri dönmeyi Antalya sıcağında göze alamazsınızJ

Olimpos’ a dinlenmeye, kendinizi salmaya, bakir doğanın içine dönmeye, hippi olmaya, savaşmayı bırakıp sevişmeye gidin..! Bol bol yürüyün, uyuyun, yüzün, kitap okuyun, birileriyle tanışın, aylaklık edin..rahatlayın..!