Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Şubat '07

 
Kategori
Siyaset
 

Genelkurmay Başkanımıza açık mektup...

Genelkurmay Başkanımıza açık mektup...
 

Sayın Komutanım,

Size yazmamın nedeni, bu ülkeyi seven ve terk etmeyen bir yurttaşınız olarak; Büyük Lider Atatürk’ün Bursa Nutkunda verdiği yetki ve direktife istinaden , içinde bulunduğumuz durumdan görev çıkararak size yazıyorum.

Malumunuz olduğu üzere, bu topraklar ve onun üzerinde yaşayanlar tarih boyunca hiç rahat uyumadı. Hep savaşacak düşmanlarımız, hep bizimle uğraşan müttefikler oldu. Ama geldiğimiz nokta. Artık bıçağın kemiğe dayandığı noktadır.

Bu ülkeyi, Sivillerin feraha ve mutluluğa eriştirmesi imkanı artık kalmamıştır. Değil Başbakan, bakan bir daireye başkan olabilmek bile ciddi ve etkin güçlerin kontrolü altında olabilmektedir. Bu nedenle Demokrasi bizim için tatlı bir hayalden başka bir şey değildir. Bununla beraber , size ‘’gelin bizi kurtarın’’ diyen aydın bozmaları gibi de seslenmiyorum. Çünkü askerin en iyi bildiği şey askerliktir. Vatan sevgisidir, vatana hizmettir.

Benim söylediğim şey şudur. Ülkede topu, tüfeği , gücü olan ve halkın itibar ettiği en önemli kurum ve onun başı sizsiniz. Bugün , halkımız ciddi sosyo -ekonomik sorunlar içinde boğuşurken , ülkenin gidişatına el koyma gücü ve selameti yoktur. Bize giydirilen elbisede zaten bunun içindir. Geri bırakılmamız, fakir bırakılmamız, birbirimize kırdırılmamız bu yüzdendir. Siz, ''bu böyle olacak'' diyerek suyun gidişini değiştirmeli ; bunun gene siviller yoluyla ama ulusal bir kontrolle yapılmasını sağlamalısınız.

Siz, artık çıkacağınız tüm ikbal basamaklarını çıkmışsınız. Sizin çekineceğiniz hiçbir makam ve kurum olamaz. Şu halimizi siz de görüyorunuz. Belki hergün önlerinden geçiyorsunuz. Milli Eğitime, İçişleri Bakanlığına , geriye kalan ne kadar kurum varsa bakın! Nasıl bir çürümüşlük, geri kalmışlık ve yozlaşma içinde olduğumuzu göreceksiniz.

Katillerin salındığı, hırsızların yakalanmadığı, kanunların iyilerin aleyhine olduğu bir ülke olduk. Sapıklar, manyaklar, hainler deli bakışlarıyla ortalıkta geziyor. Ülkenin en namuslu polisleri, memurları, valileri merkezde. Partiler, dernekler, kurumlar etki altında. Siz de biliyorsunuz, görüyorsunuz. Üniversiteler bir gram bilgi üretmiyor. Ürettirmiyorlar çünkü. Ülkemizde, ''organ nakli günah'' diyen Profesörler var. Ve insanlarımız beklerken ölüyor umudu.

20 yıl içinde bizi de böleceklerini söylüyorlar. Tüm şirketlerimiz satıldı, alındı milli kuruluşlar elden çıktı daha ne olsun? Vergilerini alamayan, iki milyon asker kaçağı olan, bir milyon kişinin kaçak elektrik kullandığı, yabancılara petrol yasası çıkaran Devlet olur mu? Ormanları satmaya uğraşan hükümetten hayır gelir mi ya da? Tarikatların adamlarının en önemli görevlere geldiği bir Cumhuriyet olur mu?

Siz de Amerika’ya gidiyormuşsunuz. Diğerleri gibi. Sayın komutanım! Siz niye gidiyorsunuz? Mustafa Kemal hiç gitmedi Amerika’ya. Ama onlar geldi. Krallarına kadar. Siz neden onlara gidiyorsunuz?

Siz de bu gidişin gidiş olmadığını görün. Benim uzun bıyıklarım, deli deli bakan gözlerim yok. Ama vatan için sessiz sessiz verecek bir canımız var. Atalarımızdan öyle gördük. Türk olmak dünyanın en şerefli duygularından biridir. Ama sokaklarda gördüğümüz insanlar , bizim yetiştirdiğimiz çocuklar olabilir mi?

Size yazmak istedim. Yazacak başka kimsemiz yok. Bu vatan bizim. Taşına, toprağına kadar. Kimseye yedirmeyelim. Yurtlarda geceleri karnı aç yatan çocuklar bizim. Onları sapıklara emanet etmeyelim. Yeniden silkeleyelim şu ülkemizi. Temizlik yapalım dip, köşe.

Işısın güneş! Parlasın hayat. Böyle yaşamak zorumuza gidiyor. Çocuklarımızın mutluluk içinde yaşadığı bir ülke yaratmak bizim borcumuzdur.

Ellerinizden öper, saygılar sunarım.

Vatandaş İlker.

 
Toplam blog
: 187
: 1260
Kayıt tarihi
: 02.10.06
 
 

İyiye ve güzele götürmeliyiz Dünyayı. Sürekli daha çok kazanmak, daha yukarıdan bakmaya çalışmak,..