- Kategori
- TV Programları
Geniş Aile

Salı geceleri Kanal D televizyon kanalında yayınlanan yapımcılığını Lale Eren’in yönetmenliğini Ömer Uğur’un yaptığı Geniş Aile dizsinin toplumun geniş bir kesiminde izleyici topladığı muhakkak.
Diziyi seyredenlerin kendilerine göre favori oyuncuları olsa da benim favorim Bora Akkaş’ın canlandırdığı Zekai tiplemesi…
Dizi şimdilik fena gitmiyor. Eleştiri noktasında ise eleştirilebilecek birçok noktası da yok değil hani.
Dizi tuttu ya…. Yeni bölüm yayına girmeden upuzun bir özet… Saat 20.00 da başladı özet saat 21.00’da bitti. Koskoca bir saat. İyi de diziyi kaçıranlar için zaten Cumartesi günü tekrar veriyorlar. Pekala, bu uzun özet neyin nesi.
Bizim evde bir karar aldık. Haftaya televizyonu saat 21.00 de açacağız. O saate kadar neler yapılabilir diye düşündük ve bir liste oluşturduk:
Hali hazırda işten yorgun argın geliyoruz. Özet ve yeni bölüm derken saat 24.00 oluyor. Hiç olmazsa özet saatinde uyuyacağız. Böylece yorulmadan uyuklamadan üstelik esprilerini de kaçırmadan seyredebileceğiz.
Bilgisayara İngilizce eğitim CD’si koyarak seyredeceğiz. Böylece yapamadığımız pratiği yapıp, bir yandan bilgilerimizi güncelleyerek hem öğreneceğiz hem de bildiklerimizi tekrar etmiş olacağız.
Herkes eline bir adet istediği kitabı alacak ve okuyacak. Böylece unutulmaya yüz tutan evde kitap okuma alışkanlığını devam ettirmiş olacağız.
Bir deste kağıt alarak bulaşıkları makineden kim çıkaracak diye pisti oynamak alternatiflerimizin arasında…
Telefonla uzakta yaşayan akrabaları aramak diğer bir alternatif…
Bir saat içerisinde yürüyüş, plates vb. spor aktiviteleri de alternatiflerimiz arasında…
Sonuç olarak ben örnek olsun diye 6 tane sıraladım. Herkes kendisine göre 6 dan 60 a kadar alternatif oluşturabilir.
Gelelim diziyi kendime göre asıl eleştirme istediğim noktaya. Ancak, eleştiriye başlamadan önce sinema ve dizi konusunda uzman olmadığımı belirtmek isterim. Eğer; uzmanlık ise belirtmeliyim ki, iyi izlerim.
Bu alanda emek veren kimsenin hakkını yemek istemem. Ancak, bir iş de doğru ve gerçekçi yapılmalı. Bu tür dizilerde bir mantık aramak hatalı olur. Konu akışında mantık olmayabilir. Bana göre bu tür diziler komediye dayalı, insanları kısa süreler içerisinde de olsa güldürmeye odaklı, yaşamın gerçeklerinden az da olsa uzaklaştırma yönelik.
Yine de istemeden de olsa bazı durumlar dizinin orasında adamın kafasına gelip takılıyor.
Dünkü son bölümde (36. Bölüm) Şuküfe bir adam tarafından kaçırılır. Neden Şuküfe kaçırılır sorusu fena bağlanmamış. Aslına bakılırsa maddi anlamda dara düşmüş bir adam elinde onca silah var. Neden taşeron tutsun? Burası bana çok mantıklı gelmedi. Hadi orayı da geçtim. Şuküfe kaçırıldı, taşeronlar işi bir şekilde halletti. Şuküfe’nin kaç gündür rehin tutuldu tam olarak anlaşılamıyor. Bir inşaat’ta tutuluyor. Gelelim aklımın takıldığı sahneye… Arabanın içinde Şuküfe’nin oturduğu tarafta cam açık ve kamera Şuküfe’yi gösteriyor. O da ne? Şuküfe’nin dudakları full ruj. Ne zaman sürdün. Nasıl bir ruj kullanmış? Ama benden kaçmaz. Çıkmayan ruj. Bayanların bir numaralı gözdesi çıkmayan ruju Şuküfe’de kullanıyor. Saçlar dağınık değil. Hatta bu sahneden daha öncesi de var. Cevahir’in, Şuküfe ile buluştuğu ve ağzından paket bandını çektiği sahne… Sahne Cevahirîn “bıyıklarını da aldık…” repliği ile kotarılmaya çalışılmış. Bence kendinizde denemeyin, çünkü paket bandı çok güçlü bir bant. Şuküfe’yi canlandıran bayanın daha gerçekçi davranması gerekirdi diye düşünmekteyim.
İşte böyle… Yapımcının, yönetmenin ve oyuncuların dikkat etmesi gereken ince ayarlar var…
Her şeye rağmen (konu sağa sola sapmazsa) Salı günleri seyredilebilir bir dizi…