Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Ağustos '07

 
Kategori
İlişkiler
 

Genlerimiz, geleceğimiz ve ilişkilerimiz

Genlerimiz, geleceğimiz ve ilişkilerimiz
 

Güvercinlere bakarken hepsi de birbirinin aynı görünüyor diye düşündüm…acaba nasıl eşlerini şaşırmıyorlardı? Hepsi aynı ya… Karbon kopya sanki.

Belki de onlar da bize baktıklarında insanların birbirinin tıpkı aynısı olduğunu sanıyorlar.

Yok aslında, öyle değil. Aynı değiliz biz. Değil mi?

Yoksa aynı mıyız?

İnsan gen haritası bitirildi ya da diğer bir deyişle "insan genomu" artık biliniyor.

İnsan genomu ne ki? DNAmıızın kodları çözülmüş durumda ama tam olarak anlaşılmış değil elbet.

DNAmız yaklaşık olarak 3 milyar nükleotidten oluşmakta. Daha güzel bir örnekleme şöyle olabilir belki de insan DNA’sını bir kitap olarak düşünürsek ya da ansiklopedi diyelim; üç milyar harften (nükleotid=harf diye benzerlik kurabiliriz) oluşmuş diyebiliriz.

Ya da şöyle de düşünülebilir, Milliyet Blog’ta binlerce yazar var herkes aynı harfleri hatta kelimeleri kullanarak yazıyor. Ama birimizin yazdığı diğerine benzemiyor belki benzer paralellikte; ama aynı değil.

Genetik yapımız da böyle bir şey en basit anlatımıyla… İki insan arasında ki fark, DNA dizisi bakımından sadece %0.1. Yani %99.9 benzeriz… O küçük küçücük farklılık hastalıklara dayanıklılığımızı, çabuk yaşlanmamızı ve daha birçok önemli farklılığı belirliyor.

Çok yakında herkesin bireysel genomu bir CDye girecek… Böylece ne tip hastalıkların genlerini taşıdığınızdan tutun da hangi tür ilaçlara uygun tepki vereceğiniz bilinecek.

Hatta kalp krizi geçirmiş bir kişinin kalbinin bu zarar gören ve bağ dokusuna dönüşerek, artık kassal bir fonksiyonu kalmamış bögesine yapılacak bir gen terapisi tekrar kalp kasının o bölgede şekillenmesini sağlayacak.

Derinizden alınacak küçük bir parçanın hücreleri kök hücreye dönüştürülüp yeniden kodlama yapması sağlanarak gerekli uzuvlara dönüştürülecek… Mesela kaza sonrası kolu kopan bir kişnin kolunun geliştirilimesi gibi…

Harika! Ama insanız ya her güzelliğin bir de şeytani tarafını keşfedeceğiz… Belki de çoktan keşfettik.

Mesela;

- Bir iş başvurusunda belki de genomunuzda yer alan bir hastalık potansiyeli yüzünden o işe alınmayacaksınız.

- Kız istemeye gittiğinizde "Evladım çıkar bakalım şu CDyi de uzmana gösterelim…Varsa eger öyle bir kalıtsal hastalık durumları kusura bakma kızı veremeyiz, " denecek. "Hah ben de tam size onu soracaktım ben de kızın CDsini bir uzmana göstermek istiyorum, " diye hemen cevabı vereceksiniz.

- Ya da hayat sigortası, sağlık sigortası yaptıracaksınız. Yine genomunuzun ne kadar riskli olacağı hesaplanıp ona gore aidatlarınız düzenlenecek.

- İlişkilerinizin seyri bile belki de bu bilgiye göre bir şekil alacak… Kız sizi çok seviyor; ama yok devam etmiyor… Çünkü bir şekilde öğrenmiş işte hızlı yaşlanıyormuşsunuz siz… Sizin biyolojik saatiniz normalden hızlıymış.

Örnekler çoğaltılabilir…

Buraya yazılanların hiçbiri hayal mahsulu fikirler değildir… Bazıları uygulanmakta, bazıları için ise en az 15-20 yıllık bir zamana ihtiyaç vardır.

("Evladim, su kansere filan da çare var mı?... O nolucaak?" diye soranlara ise "Evet abla ona da var ama yine zaman lazım, " demekten başka bir cevap yok şu an ne yazık ki)

Bu bakımdan sanki ilişkilerimizin de geleceği genlerimizde gibi görünüyor.

 
Toplam blog
: 237
: 1302
Kayıt tarihi
: 06.08.07
 
 

Biyolojinin son yıllarda, özellikle son 10 yılda içeriğinin yoğun bir şekilde moleküler düzeye inmes..