Gerçek bir hukuk ayıbı

Yahya Murat Demirel ismini bilmeyenimiz yoktur sanırım. Kendisi hem 9. cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in yiğeni hem de batan Egebank'ın eski patronudur.

Bankanın içini boşaltıp insanları zarara uğrattıktan sonra kendisi bir süre cezaevinde kaldıktan sonra serbest bırakılmıştı. Ancak dava dosyası yargıtayın önündeydi yani konu Yargıtay'ın çözümlemesi için yüksek mahkemenin önüne gelmişti.

Bir hukuk prosedürü olarak bu durum gayet normal. Ancak işi anormal kılan şey böylesine önemli bir dava dosyasındaki belgelerin Yargıtay'da esrarengiz bir biçimde kaybolmasıdır. Yani hukukun en üst mahkemesinde ülke açısından sonucu son derece önemli olan bir dava dosyası içeriği kayboluyor. Ne kadar garip değil mi?

Peki ya sonra? Belgeler eksilince ister istemez yargılmaya devam edilemiyor devreye zamanaşımı giriyor ve sorun nihai olarak çözülüyor. Yani artık banka batıran Murat Demirel hukuk önünde yargılanmaycak. Ancak toplum vidanında sürekli olarak yargılanmaya devam edecek.

Bu olay bize şunu göstermiştir ki. Suçun büyüğünü işlersen ceza almadan kurtulabilyorsun. Zamanın birinde birkaç çocuk baklava çaldıkları için cezalandırılmışlardı. Ancak bir bankanın içini alenen boşaltan bir şahıs nedense ceza almadan ve yargılanma ihtimali de ortadan kalkarak kurtuluyor. Bu büyük bir garabet örneğidir.

Vatandaşlarımızın üstünlüğüne inandıkları HUKUKA güvenlerinin zedelenmemesi için bir daha böyle olaylar yaşanmamalı ve özellik toplum açısından önemli bu tür olaylar açısından bütün tedbirler derhal alınmalıdır.

Umarız bundan sonra Yargıtay'ımız daha titiz çalışmalar yapar ve Yüksek Mahkeme sıfatını zedelemez. Bir Türk vatandaşi olarak en büyük beklentim budur...