Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

02 Aralık '14

 
Kategori
Deneme
 

Gerçekten neye ne kadar ihtiyacımız var?

Gerçekten neye ne kadar ihtiyacımız var?
 

Eğer ki bir insanın ulaşmak istediği arzuları, amaçları, hedefleri ve idealleri varsa o insan mutlaka potansiyel köle olmaya güçlü bir adaydır. Onu köleleiğe doğru yönelten ise o çok sevdiği, değer verdiği amaçları, hep daha iyi bir yaşam standardında yaşama isteğidir. Amaçlarımız ve ideallerimiz öyle bir hale dönüşür ki; geriye dönüp baktığınızda yaşadığınız anların tadını çıkaramadığınızı, hedeflerinize koşarken birçok güzel durumları kaçırdığınızı, ulaştığınız hedeflere ise sürekli yeni hedeflerle güncelleştirdiğinizi göreceksiniz. Sopaya bağlı bir havuç ve o sopanın tavşanın sırtına bağlı olduğunu düşünün. Tavşan hiç bir zaman havuca ulaşamayacaktır, fakat ha yaklaştım yakaladım diyerek boşa çaba içerisinde kendidini yormaktan başka birşey yapmamış olacaktır. İnsanlar hedeflerine neden ulaşamaz? Çünkü insanın arzuları hiç bir zaman bitmez, tükenmez; nerede duracağını bilmediği gibi, şuursuzca her zaman daha da iyisini arzular durur. Hayatında dengeyi kuramaz. Hedeflerinin ona verdiği küçük geçici ve anlamsız mutluluklarla teselli bulmaya çalışır.

Kişinin ihtiyacı olana ve ihtiyacını karşılayana yönelmesi, sevdiklerine daha fazla zaman ayırması, insanlarla daha iyi ilişkiler içerisinde bulunması; onu mutlu eden durumları daha geniş perspektifte görmesini sağlar. İhtiyacımızdan fazla olan hedeflerimiz hayatımızın büyük bir bölümünü kaplayarak bizi mutlu edecek alternatifleri göremememizi, köleliğin modernize haline dönüşmemizi ve kısa ömrümüzün boşa geçmesini neden olur. 21. yüzyıl toplumunun mutsuz olması, bencilliğin ve kişisel çıkarların ön planda tutulması, anlamsız egolar oluşturulmasının altında da işte bu sebebler yatmaktadır. Ve daha sonraki süreçlerde modern rekabet ortamında yarış atına dönüştürülmüş, egemen sınıfın olmasını istediği durumlara bürünmek, kendi kişiliğini yok sayma durumları, aşağılık kompleksleri olan insan halini alır. Ve sonuç olarak; zamanın paha biçilemez değerini bilen, hayatı dolu dolu yaşayan, gerçek istek ve arzularının bilincinde olan ve bunlara gerektiği her vakit gem vurabilen, insanların birbirlerini anladığı, hoşgördüğü dostluk ve sevgi kavramının tekrar ortaya çıktığı bir dünya olması dileğiyle... 
 

 
Toplam blog
: 5
: 417
Kayıt tarihi
: 30.12.13
 
 

Marmara üniversitesi makine bölümü mezunu olarak iş yaşamına devam etmekteyim. Edebiyat, ekonomi-..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara