Gezi Park direnişin temsilcisi Hülya Avşar, Necati Şaşmaz Başbakan tarafından kabul edilecek!

Biliyorsunuz, Ağlamadan Sorumlu Başbakan Yardımcımız Bülent Arınç, geçenlerde Başbakan’ın Gezi Park direnişçilerinin bir kısmı ile görüşeceğini açıklamıştı.

Başbakan’ın kimlerle görüşeceği merak konusu olmuş, ancak Hükümet sözcüsü Bülent Arınç, ağlamaktan(!) bu soruya cevap verememişti!

Halk; o günden bu güne kadar büyük bir merak içinde, Gezi Park direnişinin temsilcilerinin kim olacağını merakla bekledi.

Ve nihayet Gezi Park direniş temsilcilerinin kim olduğu iktidar tarafından açıklandı ve Başbakan tarafından huzura kabule mazhar oldular!

Evet, Başbakan, Gezi Parkı direnişi ile ilgili görüşecek dişine göre birilerini buldu. İsimler arasında Hülya Avşar, Necati Şaşmaz da var…
Başbakan Erdoğan yarın Taksim Gezi Parkı ile ilgili görüşmek üzere 20 kişilik heyet ile Hasan Kaçan, Necati Şaşmaz ve Gökhan Özoğuz'u huzura kabul edecekmiş.
Sayın Başbakan’ın görüşeceği heyettekiler, direniş başladığı günden beri sesini hiç çıkarmayan isimlerden oluşuyor, İşte bize böyleleri lazım. Tıpkı ‘Akil İnsanlar’ gibi.

Sahi bu arada akillerle ilgili ses seda çıkmıyor! Yoksa akilliği bırakıp, Gezi Park direnişine mi katıldılar(!)
Başbakan Erdoğan, Perşembe günü görüşeceği Hülya Avşar Gezi Park eylemleri için ne demişti?

Hülya Avşar; "Sanatçı olarak oraya gitmenin doğru olduğunu düşünmüyorum. Sanatçının her zaman yapıcı olması gerekir. Bir taraf olmaktan çok barıştan yana olması gerektiğini düşünüyorum. Onun için gitmiyorum ama onlara da hak vermiyor değilim. Sonuna kadar arkalarındayım. Bunun bir orta yolunu bulmak zorundayız. Oraya gittikten sonra orta yolu bulmak biraz zor olur düşüncesiyle ortada kalmayı tercih ediyorum.” açıklaması yapmıştı.

Ve bu açıklamanın semeresini nihayet görüyor. Ülkenin ayağa kalkmasına neden olan bir direnişin temsilcisi olarak, huzura kabul edilmenin mutluluğunu(!)yaşayacak!

Gezi olaylarını başından beri yakinen takip eden birisi olarak, 500 civarında sanatçının açık destek verdiği eyleme, hiç destek vermeyenlerin temsilci olarak seçilmesinin nedeni ne acaba?

Yoksa ‘İleri demokrasi’lerde böyle mi oluyor?