- Kategori
- Güncel
Gezi Parkı Direnişi; "Şu Kahrolası Medya"

net'ten alıntıdır
Milli Görüş hareketinin kurucusu ve mücahidi Erbakan, medyaya çatacağı zaman söylemine " bir kısım medya" diyerek başlar, nefesi yettiğince verir veriştirirdi. İşte o kadrolardan yetişen ve küresel gelişmeler gereği "milli görüş gömleğini çıkardık" diyen günümüz iktidarı, Gezi Parkı Direnişinden sonra Erbakan'ın söylemini bir kaç adım daha ileri götürerek tekmil medyadan sızlanır duruma geldi.
Detaylara göz atacak olursak;
ULUSALCI MEDYA şeklinde isimlendirilen Halk Tv, Ulusal Kanal, Cem Tv ve Hayat Tv gibi kanallar olayların başından beri tarafsız bir şekilde görüntü aktardılar. Doğal olarak bu görüntülerin içinde polisin orantısız şiddeti de yer alınca, RTÜK'ün iktidara mensup üyeleri tarafından şiddete özendirme suçundan ağır para cezaları ile cezalandırıldılar. Daha da ilerisi bazı kanallar kapanma tehlikesi bile atlattı. Ceza furyası ise özellikle Halk Tv üzerinden tüm hızıyla sürüyor. Olayların başlangıcında iktidar bu tür kanalları, olayları kızıştırmakla suçladı.
YANDAŞ MEDYA şeklinde isimlendiren ve olay anında penguen belgeseli, vahşi hayvanlar âlemi veya müzik dünyası gibi görüntüleri ekrana getiren tv kanalları da iktidarın azarından kurtulamadı. Bu konuda AKP MKYK üyesi Mazhar Dağlı'nın demeci aynen şu şekilde. Dikkatle okumanızı öneriyorum; "Penguen belgeseli yayınlayarak sahih bilgilerin aktarılmasını engelleyen medya da işi kızıştırarak sivil darbe girişimine ortak olmuştur. Penguen belgesi yayınlayarak, yırtıcı hayvanlar âlemi, musiki dünyası gibi yayınlar yaparak Gezi'ci lobisine hizmet ettiler." Bu demeç sayesinde; penguenlerin, vahşi hayvanların ve müziğin sivil darbe girşiminde kullanıldığını öğrenmiş olduk.
YABANCI MEDYA'ya gelecek olursak "Üç beş ağaç olayını dünyaya, Türkiye yanıyor, iç savaş başlangıcı gibi manşetlerle geçiyorlar. diye suçlandılar. İ.Melih Gökçek bir adım daha ileri giderek BBC muhabirini "İngiliz ajanı" olarak niteledi ve açıkça hedef gösterdi. Buna benzer olayları diğer yabancı basın mensuplarıda değişik şekillerde yaşadı. AKP, yabancı basından da hoşnut kalmadı.
SOSYAL MEDYA ise iktidarı en çok sinirlendiren grup oldu. Gezi Parkı Direnişine katılanların Facebbok, Tweetter üzerinden haberleşerek gösterdikleri ortak hareket iktidarı oldukça öfkelendirdi. "Twetter Belası" söylemi bu süreçte siyaset literatürüne girdi. Binlerce paylaşım ve tweet'in incelemeye alındığı bilgisi geldi. Yaşanan bu gelişmelerden sonra Sosyal Medya'nın bir takım yaptırımlara uğrayacağı konuşulmaya başlandı.
Yaşadığımız gelişmeler "Okullar olmasa maarifi ne de güzel yönetirdim" diyen II. Meşrutiyet döneminin Milli Eğitim Bakanı Emrullah Efendi'yi akıllara getiriyor. Emrullah Efendi'nin "şaka" olarak söylediği bu sözler, neredeyse tam yüz yıl sonra; "Şu medya olmasa bu memleketi ne güzel yönetirdim" yaklaşımı ile gerçeğe dönüşüyor sanki.
...
Karşılıksız, koşulsuz, dört dörtlük bir vatan sevgisinin hüküm süreceği günlerde sarmaş dolaş olmak üzere.