- Kategori
- Güncel
Kim ayak, kim baş?
İşte Ayak Nerde Baş?
Duydunuz mu? Duymadıysanız, Zaman Gazetesinde yer alan şu acı habere bir göz atın!
“ Şırnak'ın Cizre ilçesinde , Abdullah Öcalan'ın fotoğrafı ve PKK bayraklarının açıldığı törende yüzleri maskeli PKK'lılar yemin edip sözde asayiş teşkilatının diplomasını aldılar.
Daha sonra mahalle ve caddelere inen PKK'lılar, yol kontrolü yaptı.
Lastik yakıp yolu trafiğe kapattı.
Söz konusu tören PKK'ya yakınlığıyla bilinen Dicle Haber Ajansı tarafından da haberleştirildi”
Vatan'ın bir bölgesi üstü örtülü federasyon yaşıyor ve adım adım Ankara’yı defterinden silmeye hazırlanıyor.
Rüzgâr Türkiye Cumhuriyeti Devletini dümeni kilitlenmiş gemi misali hızla kayalıklara doğru sürüklüyor.
Ne kaptan var ne makinist dümenin ucunda…
Ne acı değil mi?
Devlet, baş olmak bir yana, ayak bile olamayacakların elinde; onurundan, gururundan, izzetinden her geçen gün fedakârlık ediyor.
Verilen tavizin sınırını bilen yok!
Nerede duracağı da belli değil!
Devleti devlet gibi yönetemeyen kadro Taksim- Gezi Parkı; eylemi ve eylemcileri ile dikkatleri İstanbul’a toplayıp olup bitenleri milletin gözünden kaçıracağını sanıyor.
Ne dersiniz, sizce mümkün mü?
Ben asla saklayamazlar, saklayamayacaklar diyorum.
Ve Türk milletini suya götürüp susuz geri getireceklerini sananlara, Türk tarihini okumalarını öneriyorum.
Osmanlı’ya ecdadım diye sahip çıkan saray düşkünlerine İsa’dan iki asır önce kurulan büyük Hun imparatorluğunu, Mete Han’ı: Batı Hun, Avrupa Hun, Ak Hun, Göktürk, Avar, Hazar, Uygur’u incelesinler diyorum,
Karahanlı, Gazneli Selçuklu Harzemşah Babür Altınordu’ya yelken açıp göz atsınlar istiyorum.
Türk’ün tarihi yalnız Osmanlı mı?
Sahi bunların aklı neden yalnızca Osmanlı’ya takıldı kaldı?
Haremde saklı 700 cariye mi akıllarını baştan aldı?
Türklerin Tarihi, Dolma Bahçe Sarayı veya Topkapı sarayı ile mi sınırlı?
“NE ZAMANDAN BERİ AYAKLAR BAŞ OLDU” diyenlere sormak hakkımız değil mi?
Kim Baş Kim Ayak?