Gıcık İnsanlar Bölüm 1

Toplumda, pek sevmediğimiz, hatta yakın durmasın diye hep kaçtığımız gıcık insan tipleri vardır. Bazen ne yapsak bunlardan kaçamayız, hep bizi bulurlar.

Egoist olanlar vardır. Bunlar hep ben, ben, ille de ben derler. Ne varsa onların olacaktır. Konuşurken size saygı göstermezler, iki de bir sözünüzü keserler. Sizi beğenmezler. Kendilerinden bahsederler. Çekilmez olurlar.

Konuşurken, yemek yerken, etrafa salya saçanlar vardır. Bunlarda pek sevilmezler. Bunlar salya saçarken, dişlerinin sarılığı, ya da dişlerindeki pislikler sizin dikkatinizi çeker. Saçtıkları salyalar yüzünüze, yemeğinize bulaşabilir. Evli ise bu tip, karısı yada kocasına acırsınız. Yazık ya ona diye içimizden geçirirsiniz.

Bir de herkesi duyma özürlü imiş gibi, bağıra bağıra konuşan tipler vardır. “Alçak sesle konuş, sağır yok karşında” desen de bunların ses volumlerini azaltamazsınız. Kafanızı şişirirler, hayattan bezdirirler.

Telefon bağımlıları vardır. Tuvalete bile telefonla giderler, telefon sohbetlerini orada da sürdürürler. Telefonla konuşmasalar bile, tuvalette iken bunların telefonları mutlaka çalar. Bunlarla karşılaşsanız, telefonunun bitmesini beklersiniz ki, ona bir şey anlatabilileseniz. Ömür biter bunların telefon konuşmaları bitmez. Biterse, telefon yine çalar, yine konuşmaya başlarlar. Bunların beyin tümörü olma ihtimalleri yüksektir. Bu dünyadaki en iyi icadın telefonun keşfi olduğunu söylerler. ALO’nun bir kız isminden geldiğini bilirler. Bir de sizi dinliyormuş gibi yapıp, arasıra size “hı hı” diye cevap verirler.Kafasına bir şeyler vurmak istersiniz ama bir şey yapamazsınız.

Bir de aniden elle hareket çeken tipler vardır. Bunlar güya şaka yaptıklarını sanırlar. Bu şakayı aniden yapmasalar, gelip sizin omzunuza, elinize dokunarak bir şeyler anlatmaya çalışırlar. Kısaca bunlar sürtünmeye meraklı olan tiplerdir. Yılışık denir bunlara. Gelip dizinizde oturabilirler. Kaldırırsınız yine oturur. Olmadı gelip omzunuza, belinize ellerlini dolarlar. Kısaca Japon yapıştırıcısından farksızdırlar.

Bazen birileri ile samimi olursunuz. Buna güvenip abuk sabuk hareketler yapanlar vardır. Bunlar haber vermeden bir tatil sabahı evinize gelirler, bugün tatil deseniz de başınızdan gitmezler. Cep telefonunuz çalsa, “buyurun ben arkadaşıyım” diye cevap verirler. Mesajları okurlar. Sonra da pis pis gülerler.

Bir de hep bildik fıkrayı anlatanlar vardır. O anlatırken devamını söyleseniz. Size kızarlar. Gülmeseniz yine kızarlar. Kendilerini Cem Yılmaz gibi komik zannederler, yanıldıklarını kabül etmezler.

Bazıları vardır, gözü sizin tabağınızdadır. Fırsat verseniz, tabanızdakileri alıp boşaltırlar, “sonra sana yaptığım iyiliktir bu, zaten kilolusun, seni fazla kilolarından kurtardım.”derler.

Devamı gelecek