- Kategori
- Deneme
Giden kazanım olsun, Can bedende dursun

Görsel internetten alıntı
Hayat canlıların bu dünyadaki yaşam biçimidir. Doğum ile ölüm arasında geçen süredir. Yaşamın tüm şartlarını kapsar.
Hayat Canla başlayan madde den ibaret bir varlıktır:
Hayat, dünyaya geliştir, dünyadan ayrılıştır. İyiyi, güzeli, çirkini, kötüyü görmektir. Hayat, hayal kurmaktır. Umut etmektir. Sabahı akşam, geceyi sabah etmektir. Hayat, güneşin doğuşunu, batışını, geceyi, ayı, yıldızları aydınlığı karanlığı seyretmektir. Hayat, gülmektir, ağlamaktır, sevmektir, sevinmektir, sevdalanmaktır. Hayat, yemektir, içmektir, uyumaktır, uyanmaktır, kazanımdır, kaybetmektir. Hayat, doğadır, tabiattır, öyküdür, hikâyedir, romandır. Sahnedir, basamaktır. Hayat, yeri, göğü, denizi, dağları, bulutları seyretmektir. Hayat, küsmektir barışmaktır, Hayat, Can ile Canan’ın tek yürek olması demektir. İşte o nedenle derler hayatını kaybetti. Evet bu dünyada kaybedeceğimiz hayatı bir daha bulamayız, göremeyiz.
Can sağlığında, hayatın devamında kazanımlara sahip olunur:
İnsanoğlu kazanımlarından parasını, arabasını kaybedince akla gelen yerlerde, kendi İmkânı ile gerekli aramayı, araştırmayı yapar. Kaybedilen kazanım bulunamayınca bu kez şöyle bir çantamda, bu kadar param, şu plakalı, şu model arabam kaybolmuştur. Araştırılmasını ve bulunup tarafıma teslimini rica ederim diye güvenlik birimlerine de bildirir. Haklıdır el emeği, alın teri, göz nuru kazanımını kaybetmiştir belki de ilave olarak bir de kayıp ilanı da vermiştir. Yaşamda kayıpların azı bulunur, çoğu bulunmaz, Kaybolanlar geri gelmez.
Elbette insan üzülür, kaybedilen kazanım hep gözler önüne gelir. Bir süre sonra eş dost mal canın yongasıdır lakin yinede canın sağ olsun yeniden çalışır kazanırsın diye teselli ederler. Kaybettiğimiz kazanımlara üzülürüz, kim bilir belki onları daha sonra buluruz, onlara tekrar kavuşuruz.
Kaybedilen paradan, maldan, arabadan daha kıymetli kazanımlarımız var:
İnsanoğlu beyhude konulara ve boş yere zaman ayırabiliyor ama esas konu için derin düşünmeye zaman ayıramıyor. Derin düşünebilse kaybolan kazanımlardan daha kıymetli, daha gerekli olan taşıdığı emanet canı hatırlar. Can daha kıymetli daha değerli onu hatırlamalıyız.
Canla var olan bedensel varlıklar, canlılık uzuvlarıdır:
Canlılık faaliyetlerini harekete geçiren vücut azalarından biri, işlevsiz hale gelince ona da çare aranır, çare tükenince bu kez yine yedek azaların varlığı teselli kaynağı olur. Göz görmez yinede şükürler olsun bir göz daha var onunla idare ederiz. Ayağın biri yok lakin diğer ayakla gezeriz, elin biri tutmuyor, diğer el ile tutarız, kulağın biri duymuyor diğer kulakla duyarız der sabrederiz. Buna rağmen kaybolan kazanımlar yine göz önüne gelir insanda üzüntü yaratır. Bu dünyada kaybedilen bedensel uzuvlar bir daha bulunmaz.
Can sağlığında yaşam devam eder:
Can bedene girince yaşam başlar, Cansız hayat, cansız yaşam, cansız kazanım olamaz. Canımız çok önemli can olmazsa ne para, ne araba ne göz, ne el, ne ayak ne kulak hiç biri, görevini yapamaz. Hayat canla devam eder. Can kaybolmaz, Can emanettir ait olduğu yere gider. Can gidince artık göz görmez, dil dönmez, el tutmaz, ayak yürümez, kulak duymaz. Hayatın nereye gittiğini düşünecek akıl, fikir, kalp ve mevcut uzuvların tümü iflas eder. Ondan dolayı hayat kaybolunca hayatı arayamıyoruz.
Dizelerimden : Üzülme dostum, Giden kazanımlar olsun, Can ayrılmasın. Beden de dursun, Yeter ki sağlık olsun.
Karacaoğlandan: Can, candır şirindir, Can canın yoldaşıdır, Çirkin bana kurban, Ben güzele hayran, Can sever güzeli, Daha çok maldan.
Yaşam için esas varlık candır, can madde dışı İlahi bir varlıktır:
Yüce Yaradan tarafından taşıyanlara emaneten geçici süre için teslim edilmiştir. Belirli bir süre için var olma ve yaşama durumudur. Hayat, canla var olur, kazanımlara yaşam devam ederken sahip olunur. Emanet varlık yaşam kaynağı can bedende iken hayat vardır, hayat güzeldir. Emanet varlık can bedenden ayrılınca hayat yok olur. İşte o nedenle derler filan Canını yitirdi.
Teselli kaynağımız emanet olan can, vücudumuzdan ayrılsa da esas dünyada tekrar onunla yeniden birlikte olamızdır.
İnsanlara emaneten verilen madde dışı varlık sahibine geri döner. Onun esas adı yaşam kaynağı candır. Yaşam, canın varlığı ile devam eder. Hayat canla var olur, Can gidince kalan beden, uzuvlarla birlikte çaresiz kalırlar iş göremez hale gelirler. Canlılık faaliyeti olan görme, işitme, doku organları yaşamsal fonksiyonlarını fiziksel hareketlerini yitirirler. Can gidince sessiz, nefessiz, hareketsiz, bakışsız ve o düşüncesiz durum artık hayallerin, süslendiği, yaşamın yarı aydınlık, yarı karanlıkta geçtiği yalan dünyadan esas ve gerçek dünyamıza gidişimizin yolculuğu demektir.
Bize yaşamı ve hayatı kazandıran canımızla birlikte yaşıyoruz. Ama ne yazık ki dünya malını ve kazanımlarını tanıdığımız kadar canımızı tanımıyoruz. Emanet olan İlahi varlık canımızı üzmeye devam ediyoruz.
Yaşamda kazanımların peşinden koşarken, canı ihmal ediyoruz.. Canı üzüyoruz. Yaşam mücadelesi nedeniyle vakit ayırıp canla ilgilenemiyoruz. Kaybolan kazanımlara üzülürken, tüm kazanımların, canla elde edildiğini, hayatın ve yaşamın canla devam ettiğini unutuyoruz.
Kıymetli okurlarımıza, saygılar sunuyorum.
Mehmet BURAKGAZİ / MERSİN