- Kategori
- Aşk - Evlilik
Giden sevgilinin ardından

Paketlenmiş iki porsiyon sevgi. Aynı masada büyük bir iştahla tüketilen bir aşk yemeği gibi. Romantik bir müziğin eşliğinde, sonsuzluk bestesinin, koskoca yalanının tam ortasındaki pistinde hiç bitmeyecekmiş gibi yapılan muhteşem bir dans. Dudakların birleşmekte hiç acele etmediği ve birbirine yaslanan vücutların cinselliğin dışında bir limanda dolaştığı izleniminin verilmek istendiği iki kişilik bir kandırmaca. Dalgaların kıyıya vurduğu kumsaldaki koşuşturmaların ayak izlerinin, bir anda suların altında kalarak kaybolması kadar süren, çok kısa bir mutluluk. Hiç bitmeyecek sanılan bir sevişmenin başlangıcındaki hayal kırıklığı.
Giderken, paylaşılan aşkın ve sevginin tüm dekorlarınıda alıp götürmüştü sanki beraberinde. Şarkılarımıza ortak olan deniz bile dalgalarını kıyıya vurmaktan çekiniyordu sanki diye düşündü bir an. Oturduğu banktan yaşama, paylaştıklarına ve onun yalancı şahitlerine nefretle bakıyordu. İki yüzlü bir sevgilinin senaryosuna kanan ve ona dekorluk yapan hayatı ciddi bulmuyordu artık. Yaşadığı aşka ve sevgiye saygısı olmayan, hiç bir sorumluluk almadan, arkasına bile bakmadan giden ruhsuz insanların, nasıl oluyorda kapalı gişe oynuyordu yaşam sahnesindeki oyunları.
Acaba giden sevgilinin ardından yaşanan hayal kırıklığımı acıtır en çok içimizi, yoksa paylaşılan anılarmıdır bizi böylesine yaralayan. Belirli saatlerdeki buluşmaların alışkanlığının yarattığı boşlukmu yoksa bencilce içimizi daraltan. Terkedilmişliğin sahilinde ağlarken, giden sevgili neden düşünülür hala? Geri döner diye beklemelerimizmi hakim oluyor yoksa farkında olmadan ruhumuza.
Giden sevgili dönerse aniden buralara, belkide umursamazca yaslarım başımı yeniden omuzuna. Bir anda en büyük aşkların bile kaybolduğunu öğrendim artık nasılsa, yaşamın bilinmeyen sonsuzluk limanında .
Giden sevgililerin ardından,
bir yalnızlık şarkısı dökülür dudaklardan.
Ne kadar kızılsada giden sevgiliye,
anlamsız bir gözyaşı süzülür yanaklardan.
Hülya Kanatlı / HÜLYALAR