- Kategori
- Gündelik Yaşam
Gidenler-Kalanlar

2 yıl süren şaşkın ve huzursuz, yarı uyur yarı uyanık uykumdan sonunda uyandım sanırım. Kendimle kavga etmiyorum artık; yaptığım gereksiz, boş, anlamsız hareketlerle yüzleştim ve hasarı biraz da olsa onarmayı başardım. Üzüntümün arkasına sığınarak verdiğim yanlış kararlar için hayıflanmayı bıraktım. Her zaman yaptığım gibi arkama bakmıyorum. Kayıplarımın acısı hep bir yerlerimde sızlayacak. “Bu sızı bile güzel unutmamı engelliyor” diyorum. Kendi vazgeçtiklerim var birde. Onları hayırlarla diyerek uğurladım. Hayatımdaki insanlar eksildikçe konfor alanımın genişlediğini fark ettim. Eskiden olsa bu durum beni hasta ederdi ama şimdi sadece rahatlatıyor. Geçmişindeki mutsuzluklara takılı kalan ve o mutsuzluklarla beslenip önündeki fırsatları ve güzellikleri göremeyen, mutsuz olmakta ısrarlı insanları hepten sildim. Anlayamıyorum ve anlamakta istemiyorum neden bu kadar eksik kalmak istediklerini. Birilerine kendimi kabul ettirme çabasından vazgeçeli de çok oldu” Buyum ben gördüğünüzden ne eksiği ne fazlası” diyorum. Yormuyorum kendimi anlatarak. Tanımak anlamak isteyen kalır zaten. Sıkılıveriyorum uzun uzun anlatmaktan, dinlemekten. İstiyorum ki ben demeden onlar yapsın, ben istemeden onlar önüme koysun. Tabi ki böyle bir dünya yok ama olsun ben büyük düşünüyorum belki olur.
Kimi zaman kendi çocuğumdan bile sıkılırken başkasının küçük dertlerini dinlemek bana hiçbir şey ifade etmiyor. Kontrol edilemeyen egonun, bencilliğin ve düşüncesizliğin insan hayatına verdiği zararları en yakınında yaşamış biri olarak hayatına hala bu şekilde devam etmekte ısrar eden insanların nefes aldıkları sürece sadece oksijeni eksilttikleri düşüncesine daha çok inandım bu sürede. Sanırım bu şuursuz uykumda mevcut tahammül kotamı da eritmişim. Kalbimin, beynimin, kolumun , kucağımın bir kenarına tutunan, gözümün gönlümün hep kayıracağı insanlar kalsın istiyorum hayatımda. Bazı insanlar için emek verilir çünkü emek verilesi, emek vermeye değecek, güzel oldukları kadar güzel hissettiren insanlardır onlar. Bazen onları hayatınıza sokmak için birilerini ötelemeniz gerekir ya da kalmaları için çaba sarf etmeniz gerekir. Ben onlar için savaşırım hiç sorun değil. Onlar eskidir veya yenidir ama sevilir. Verdiğim değerin kıymetini bilen takdir eden insanlardır onlar. İşte artık bu kadar netim bu konuda. Beni mutlu ediyorsa sahip çıkarım, etmiyorsa gözümü kırpmadan gönderirim. Tereddüt yok artık hayatımda. Kararlarım var; uygulamada çok kararlı olduğum kararlarım. Kimse için taviz vermeyeceğim önemli adımlarım. Başkaları için harcayacağım tek bir dakikam bile olmadığına karar verdim her şeyden önce.
“ Her şartta nasıl bu kadar rahat uyuyabiliyorsun?” diye sormuştu uykusuz bir arkadaşım. “Gece düşünüp kurarak sadece kendime zarar verdiğimi ve gece düşünerek hiçbir şeye çözüm bulunmadığını fark ettim” diye cevap vermiştim. Artık kendime o kötülüğü yapmıyorum. O gün yaşadığım ve ertesi gün yaşamam muhtemel güzel şeyleri düşünerek uyuyorum. “Sorunlar nasılsa gece hallolmuyor sabah bulurum bir çaresini” diyorum. Ve bir şekilde buluyorum da. Artık tüm bu rahatlığımın kendimi ve çevremdeki insanları çok iyi tanımamdan kaynaklandığını biliyorum. Kime ve neye ihtiyaç duyduğumu çok iyi biliyorum ve bunu saklamıyorum. İhtiyaçlarımı, istediklerimi, sevgimi, sevmediklerimi çok açık dillendiriyorum. Giriş, gelişme yok artık hayatımda. Sonuç güzelse yaşıyorum. Sanırım 45 ten 50 ye çok hızlı bir sıçrama yaptım.