- Kategori
- Aşk - Evlilik
Gidilemiyor ki... Ama Gitmeli...

Her ayrılığın ardından yaşanan anlamsız bir boşluk doldurmuştu kalbimin etrafını, dikenli bir kazık çakılmıştı etrafına sözde kalbimi sağlama almıştım. Kimse girmesin diye. Meğer ne çokmuşsun bende, meğer dikenli yolları çoktan atlamışsın da ben farketmekte geç kalmışım. Halbuki ben gittiğini sanmıştım. Giderken sendeki beni götürdüğünü farketmeden...
Ama gene de mutluyum bir yanım seninle hem de senin olan yarım zaten...Öteki de bana ait değildi, ben kiracıydım gönülde ve zaman şimdi çıkma zamanı, şimdi gitme zamanı...
Çünkü sevgi kirasının artık bedeli fazla ödeyemiyorsun ağır gelir bu yaşam şartlarında... Bak artık güneşin ilk ışıkları aydınlattığında odanı içine doğan nedensiz sevinç bile yola çıkmış sen ne duruyorsun hala bur da! Pencereyi açtığında kuş sesleri gelmiyorsa kulaklarına, yağan yağmuru mutluluk yağmuru olarak nitelendirmiyorsan hayatta daha ne bekliyorsun haydi çıksana işgal etme. Gidemiyorsun işte senden daha iyi olan bir yanın onda... Boş ver kalsın ona da senden bir hatıra. Ama yürek gel de anlat...Bedenini uzaklaştırabilirsin, gözlerini, belki de sözlerini... Ama paylaştırdıklarını, paylaşımlarının oluşturduğu zamanları, umutları, harcanan emekleri hissettiğin artık benliğinin senden çıkmış olduğu benlik bile çıkarken ruhunun tadına varmadığını anlarsın. Bu özlemlerin sonu yoktur. İsyanların, serzenişlerin...
Sevgi eğer aklı yenseydi ki bu bazen olasıdır. Şu an hayat daha kolay ve mutlu yaşanırdı. Bazen de akıl galip çıkar bu oyunda aşk oyunu da böyle oynanmaz mı? Akıl ve yürek arasında gidip gelmelerle...
Dün gece bir dost evindeydim seninle...
Güneş odama sızarken pencerenin arkasından sonra dün akşam ki gibi düşündüm... Düşündüm...
Neydi özel kılan diye. Dedim ya yaşamımızda bir senaryo yazarlar ve sen de oynamaya başlarsın. Bu hiç bir zaman tek kişilik bir oyun olmaz.(Olur da olmaz) Hep birileri vardır. İyi karakter, kötü karakter, Sen oyun arkadaşımdın benim hayatı benden iyi bilen, çoğu yerde senaryoya eşlik eden, yöneten, kesen, sil baştan diyen ruhun yarısı, ihtiyaç duyulan varlık...Halbuki dedim ya giderken senaryonu da alıp gittin. Başrolü oynarken...Oyun yarım kaldı...Oyunun yarım kaldı...
Kaldı ama yoktu hikayede gözünü kapamak yoktu ayrılığı ayrılık yapmak. Ben şimdi sevme hakkımı kullanıyorum. Buna da yasak yok ya...
Hayal kırıklarıyla öğreniyor insan sabırlı olmayı, bir de kaybettikçe. Acılar sabrın son sınavı gibi. Ama üzgünüm geçemiyorum bu sınavı... Gene de ben kefilim tüm acılarıma gel sende kefil ol tüm acılarıma yeni bir sevgi kredisi alalım. Hayatımızda... Hayatın şartları zor imkansız yürekteki yatırım hesaplarımızı birleştirelim % 100 faizle alalım. Boş ver... Gerekirse borçlanalım öderiz korkum yok...Kefilim sen olunca yeter ki kaçırmayalım. Vade için geç olmasın...