- Kategori
- Şiir
Gidişinin ardından

Artık, dayanamıyorum sensizliğe.
Gidişinin ardından,
Bilmem kaçıncı mevsim değişti?
Yoruldum hasretini taşımaktan,
Kafamın içi hücre oldu, ben müebbet hapis.
Caddeler, sokaklar benden bıktı...
Bende oralarda seni aramaktan.
Izdırapların en büyüğü sensizlik,
Acıların en dayanılmazı, yokluğunmuş meğerse.
Yıkılmış viraneler, bozulmuş bağlar vardır...
Rüzgara dayanıksız kurumuş koca çınarlar,
Solmuş çiçekler, gonca iken koparılmış,
Ve genç yaşta ihtiyarlar, hayata küsmüş,
Kendimi onlara benzetiyorum.
Onarılması imkansız ve derbeder.
Sensizlikten, seni özlediğimden.
Teselli veren tek şey;
Aynı dünyada yaşıyor olmamız, bir de anılar,
Hasretini yaşamak ibadet eder gibi...
Yokluğuna dayanmaya çalışmak.
Her sabaha umutla başlamak,
Ve her gece aynı umutsuzlukla
Adına uyku denen kabuslara dalmak.
Sonra gene sen, gene anılar,
Gene hasretinin acısı ve yokluğun.
Artık dayanamıyorum sensizliğe...
Sen ise bunların hiç birini bilmiyorsun.
Gidişinin ardından,
Bilmem kaçıncı mevsim değişti?
Yoruldum hasretini taşımaktan,
Kafamın içi hücre oldu, ben müebbet hapis.
Caddeler, sokaklar benden bıktı...
Bende oralarda seni aramaktan.
Izdırapların en büyüğü sensizlik,
Acıların en dayanılmazı, yokluğunmuş meğerse.
Yıkılmış viraneler, bozulmuş bağlar vardır...
Rüzgara dayanıksız kurumuş koca çınarlar,
Solmuş çiçekler, gonca iken koparılmış,
Ve genç yaşta ihtiyarlar, hayata küsmüş,
Kendimi onlara benzetiyorum.
Onarılması imkansız ve derbeder.
Sensizlikten, seni özlediğimden.
Teselli veren tek şey;
Aynı dünyada yaşıyor olmamız, bir de anılar,
Hasretini yaşamak ibadet eder gibi...
Yokluğuna dayanmaya çalışmak.
Her sabaha umutla başlamak,
Ve her gece aynı umutsuzlukla
Adına uyku denen kabuslara dalmak.
Sonra gene sen, gene anılar,
Gene hasretinin acısı ve yokluğun.
Artık dayanamıyorum sensizliğe...
Sen ise bunların hiç birini bilmiyorsun.