- Kategori
- Kitap
GILGAMEŞ - Uruk Aslanı - Harold Braem
Resim alıntıdır
Kutsal Kitapların Kaynağı Gılgameş Destanı'nın Romanı
Uruk' tan kuzeye doğru yayan üç saatlik mesafede soluk soluğa durdu... Sanki bir yarışmayı kazanmak ister gibi bütün yol boyunca durmaksızın koşmuştu. Belki de bir yarıştı bu, son derece yalnız bir yarış: Gılgameş tüm dünyaya karşı.
...Yıldızlar görüyordu gökyüzünde Gılgameş, gece ve gündüz yıldızlar. Yoksa zamanların akışı arasında bir fark kalmamış mıydı? ... Dudakları çatlamış, ağzı şişmişti. Derisini bir tuz tabakası kaplamıştı...
Aradığı şeyi bulmak için dünyanın ucuna kadar giden ve oraya varınca aradığının aslında kendi içinde olduğunu anlayan bir insan Gılgameş. Oldukça kalın bir kitap olmasına karşın mitoloji ilgimi çektiği için sıkılmadan okudum. Ve günümüzle bağlantılar kurdum. Ve öğrendiklerimi farklı konularla bağdaştırarak değişik fikirler edindim, diyebilirim.
Ha milattan önce 3000, ha milattan sonra 2002. İnsanoğlu yine aynı. Kötü her devirde kötü... Kurnazlık, fesatlık, çekememezlik her zaman mevcut. Ve yaradılışındaki bir eksiklikten olsa gerek, insanoğlu sürekli bir arayış içinde ve gözü doymuyor. Bulunduğu durumdan hiç memnun olan yok.
Sözün kısası beğenerek okuduğum ve çok şeyler öğrendiğim bir kitap. Herkes sıkılmadan okuyabilir...
GILGAMEŞ-Uruk Aslanı-Harold Braem
Çeviri:Atilla Dirim
Yurt Kitap Yayınları-1. Baskı-1998
Okuduğum Tarih:04-24 Ağustos 2002
Alıntılar:
"Göz kamaştırıcı nesnelerin parıltısı çoğaldıkça, insanını iç gözü de o derece körleşir.( Enkidu-3.Tablet )
-"Baharın ılık nefesi tarafından okşanmayan ve hazırlanmayan hiçbir ağaç çiçek açmaz." (s.26)
-"İnsan asla güneşin merkezine değil, birazcık yanına bakmalı yoksa kör olmak işten bile değildir.Bu şehir ve buradaki yaşam pırıl pırıl parlayan ve göz kamaştıran nesnelerle dolu, güneşin taa kendisi."(s.162)
-"İnsanın sadece önünü görebildiği iki gözü vardır ve gerektiği zaman arkasını emanet edebileceği iyi bir arkadaşa ihtiyaç duyar."(s.162)
-"En sağlam setlerin yıkılması için, her zaman koca bir dalganın dizginlenemez öfkesini beklemeye gerek yoktur, küçücük su damlaları, taşın içini yavaş yavaş oyarak dalganın gelmesinden çok önce onu yıkıverir." (s.253)
Ajandama kaydettiğim not:
Dinlerin doğuşu, mitolojik olaylar ve efsanelere ilgi duyanlar sıklımadan okuyabilir.Bu konulara kafa yoranların da öncelikle bu kitabı okuyarak başlaması önerilir.