- Kategori
- Şiir
Gökkız

Siyah tokası düşünce
Savrulurdu uçları sarı saçları
Şehir boyu salınırdı
Beyaz oyalı mavi eteği
Ben efkarlar tüttürürdüm
Bulutlanırdı gözleri.
Zulasında turuncu akşamlar bulunurdu
Mevsim ne olursa olsun.
Akşam sefalarından aşırdığı
Eflatun tülünü çekerdi, yorulunca yüzüne
Dağların omuzlarına yaslardı başını
Yeşil örtüye dayanamaz, uzanırdı sere serpe
Savaşlar bağırdığında
Kızarırdı yüzü
Her gördüğünü içine atardı
Sadece;
çocuklar öldüğünde
Gamzelerinde hüzün taşar
...düşlerim ıslanırdı
Koştuğunda güneş terler
Düştüğünde, intihar ederdi ay
Saçları sarı kalabilseydi....
Gökkız,
Bahçende,
çocukluğumu dolaştıracaktım beyaz kelebeklerinde
düşümünde bahar şarkıları söyleyecektik beraber
elma şekerimi sürecektim solgun gelinciklere
Mayıs çiçeklerine örecektim saçlarını
görüyorum koyu sis ardında hüznünü...
gamzende çatık küskünü
çamur rengi, eteğinde oyalar
dağlara küsmüşsün
terk etmişsin mevsimleri
biliyorum kırgınsın / ama ;
Ben öldürmedim Afrika’ da bebekleri
Sınırlar kenarında patlayan mayınları ben dizmedim
Tel örgülere tutsak etmedim fikirleriyle savaşanları
Güvercinlerini tepe taklak eden ben değilim
Pıhtılaşmış kara bir delik göğsünde
inan,
ben çalmadım
martılarınla
mavi gülüşlerini
...demek isterdim ama;
i n s a n ı m
adını
kanla
çalıntıyla
namussuzca
ar-sızca
yazdıran.
"34 GKZ... palakalı araçla arka arkaya trafikte kalınca GKZ çağrışımıyla çıktı şiir, ne kadar habersiz olsa da, şöförüne teşekkürler"