- Kategori
- Dünya
Göle su mu çalıyoruz ??

Son zamanlarda en büyük sorunumuz.. On kişiye soracak olsak dokuzu "küresel ısınma " diye yanıtlar sanırım. Atmosferdeki karbondioksit tabakası güneş ışınlarının dünya içine girmesine izin veriyor ancak ısının dışları çıkmasını engelliyor. Eğer bu tabaka olmasa ısı eksi yirmi dereceyi bulur , haliyle yaşam olmazdı. Bir şekilde sera gibi düşüneceğimiz bu denge ne kadar muazzam değil mi ? Elbette ki korunabilirse .. Ancak son yıllarda karbondioksit gazı oranının artması dünyanın aşırı ısınmasına , bilindik tanımıyla " küresel ısınmaya " neden oluyor. Peki nedeni ne ?
Elbette baş sorumlusu insanoğlu.. Kendi ellerimizle yaşadığımız ortamı baltalıyoruz. Bizi neler bekliyor ?
Küresel ısınma raporuna göre ülkemiz için öngörüler ,
* küresel ısınma nedeniyle kuraklaşacak ve 100 yıl içinde Kuzey Afrika'ya dönecek.
* düzensiz ani şiddetli seller, heyelan ve hortumlar görülecek.
* kış mevsimi ortadan kalkacak
* nehir ve göllerimizde su miktarı azalacak , bir çoğu kuruyacak.
* su kaynaklarını ele geçirmek amacıyla bölgesel savaşlar ile karşı karşıya kalacak.
* balıkların göç yolları bozulacak.
* tarımsal ürünlerin çeşitliliği azalacak.
* kuzeye göçler başlayacak
* denizler yükselecek , yalılar sular altında kalacak.
* orman yangınları , tarımsal hastalıklar , tarım zararlarında büyük artışlar görülecek.
Felaket senaryosu gibi oldu değil mi ? Ama olabilecek tehlikeler bunlar ne yazık ki ?
Su gibi Aziz Olun
Küresel ısınma etkilerinden biri ile karşı karşıyayız son günlerde , Su kısıtlamaları Sadece ülkemizin değil tüm dünyanın karşı karşıya kaldığı bu büyük tehlike için acil önlemler alınmazsa kısa bir süre sonra yaşamımızı olumsuz yönde etkileyecek.Evet yetkililere büyük görevler düşüyor ama bireysel olarak yapabileceğimiz küçük önlemler var.Örneğin kömür , petrol , doğalgaz kullanımını azaltabiliriz. Otomobilimizin hava ve yakıt filitrelerinin bakımı ile başlayabiliriz. Kirli filtreler fazla yakıt harcanmasına sebep oluyor. Klimaların kullanımını en aza indirmeliyiz. ısı yalıtımı için önlem alabiliriz , örneğin çift cam tercih edilebilinir. Ozon tabakasının incelmesine sebep sprey ve deodaranlardan uzak durabiliriz.
Vatandaşlara su tasarrufu ile ilgili çağrılar yapılıyor, tüketicilerden dikkat etmeleri bekleniyor. Tasarruf kılavuzları hazırlanıyor.
Çamaşırları makine tamamen dolmadan yıkamayın , banyo suyunun akıp gitmesine izin vermeyin , dişlerinizi fırçalarken traş olurken musluktan suyu akıtmayın , damlayan musluklarınızı tamir ettirin. arabanızı yıkamayın , nemli bezlerle silin.. sifonları gerekmedikçe çekmeyin vs , vs.. önlemler bu şekilde uzayıp gidiyor..Bizler boşa harcanan her damla su için içimiz cız ederken, yazılıp çizlen önlemleri uygulamaya özenle gayret gösterirken, elimizden geleni yapmış olmanın mutluluğu , yarınlarımızda susuzluğun endişesi içindeyiz. . Ancak bu esnada su kaynaklarımızda şehir şebekelerinin eskiliği sebebiyle yüzde 50 ile 70 arasında su kaybı yaşandığını ve biz bir yandan tedbir alırken diğer yandan suların toprağa karışıp gittiğini bilmiyoruz. Elek gibi borulardan bizim gıdım gıdım arttırdığımız sular ziyan olup gidiyor.. Kullanıcıların tasarrufundan çok daha büyük bir kaybın göz ardı edildiğini ya da yeteri kadar tedbir alınmadığını düşününce boşa kürek çektiğimizi düşünüyoruz haliyle.. Çatlaklar , eskimeler yıpranmalar yüzünden borulardan süzülerek yok olup giden sular , eğer önlem alınmazsa kısa zaman sonra önlenemez kayıplara yol açabilir. İstanbul başta olmak üzere diğer bir çok ilimizin bu büyük sorunu karşısında yetkililer acil önlem almazlar ise , vatandaştan tasarruf beklemek bu büyük soruna çözüm olabilir mi , hiç sanmam..
Peki ne yapacağız o halde ??
Biz elimizden geleni yapmaya devam ederken , belediyelerimizin, şehir şebekelerindeki sorunları en kısa zamanda onaracağını umut edeceğiz mecburen.
Dünyanın yaşam dengesinin bozulmaması dileğiyle..
foto : Salih Güler, 'The Rising Star Award' ödülü