- Kategori
- Deneme
Gölge adam

Zamanın ötesinde bir var olma ihtiyacı senin ki, ne garip kendinden her kaçışında bana yakalanıyorsun. Gidemeyişin bundan belki de. Hep bir parçanı bende unutuyorsun. Bazen en önemsiz parçanı, bazen de seni sen yapan varlığını bende bırakıp gidiyorsun.
Zamanı durdurmaya çalışan Gölge Adamım. Sen kendini Anka zannederken ben senin gölge olduğuna inandım. Her gidişinde gölgemi kaybettim. Ve biliyor musun ben kaybettiklerimi aramaktan vazgeçtim.
Sen gölge adamım! nihaventsin bende…Ebuselik senin yansıman nihaventte…barış senin adın , güç ise varlığın…Nihavent bir şarkının dizelerinde kaybolan sesini dinlerken farkediyorum binlerce yıl önce karşılaşmıştık biz seninle…Dünyanın dört bir ayrı yanında, dört farklı insan olarak tanımıştım seni…Sen Zeus’tun ben Hera... Sen ki berekettin ben güven.. Bleda’nın onurlu kardeşi, Tanrı’nın kırbacı Attila’ydın sen, bense aşkın adı Nakara... Aşağı Mısır’ın koruyucu Tanrıçası Bastet’tim bir zamanlar, ismini bir tılsımla sakladım vahalara, aslan başlarının kuytularına ve bir giz olarak kaldın Firavun bahçelerinde, isim verirsem kaybolursun zannederdim, isimsiz kaldın. Melikşah’ta beden bulan ryhun bozkırda dört nala at koştururken, Terken Hatun’dum Selçuklu sarayında…Sen gölge adamım, sen ismi unutulmuş şairlerin yansıması; her kaçışının esasında bir geri dönüş olduğunu ne zaman farkedeceksin?