Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Nisan '17

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Gönül yorgunluğuna…

Gönül yorgunluğuna…
 

Geldi diye sevindiğimiz baharın kendini bir gösterip bir kaybolduğu, güzel havalara aldanıp açan ağaçların, çiçeklerini döktüğü günlerdeyiz.
 
Bildiğimiz ezgiler, farklı sözlerle kentin ana caddelerinden sokaklara taşıyor. Yaşam telaşındaki insanlar sesleri duymuyormuş gibiler. Yorgun yüzlerinde bir yerlere yetişme telaşı var.
 
Kime sorsam, kiminle konuşsam yorgun…
 
Kimi bahar yorgunu, kimi beden yorgunu ama çoğu gönül yorgunu.
 
Yolumu uzatıp semt pazarına uğruyorum. Pazarların da eski tadı yok, tezgah başındaki satıcıların sesleri çıkmıyor.
Tezgahların arasında dolaşıyorum kıpkırmızı çilekler tezgahları süslemiş. Pırasa, ıspanak hiç cazip gelmiyor. Gözüm tezgahların birindeki biberlere ilişiyor.
 
Bol domatesli bir biber kızartması … Ne güzel olur. Biraz da acı olmalı diye düşünüyorum. 
 
***
 
Bir yerlerde okumuştum; acı biberdeki kapsaisin maddesinin insanda mutluluk duygusu uyandıran endorfin hormonu salgıladığını anımsıyorum. 
 
Tezgaha yanaşıyorum.
 
- Biberler tatlı mı?
 
- Bunlar acı, tatlı olanlar bu taraftakiler.
 
- İyi de niye sizin biberler daha pahalı?
 
- Acısı özeldir de ondan. Mutsuzluğa ilaç bunlar…
 
Pazarcının, sebzelerin insan sağlığına etkisi konusunda yüksek lisans yaptığını düşünüyorum bir an. Belki de pazarlama teknikleri üzerine ders almıştır.
Gülümsüyorum.
 
- Yani gönül yorgunluğuna iyi gelir diyorsun.
 
- Hocam doğru dedin, bu biberler gönül yorgunluğuna bire bir. Hangisinden vereyim?
 
- Acıyla tatlıyı karıştıralım.
 
Hayat gibi karışık olsun acısıyla tatlısıyla, çatalımıza ne gelirse…
 
Tezgahtan ayrılırken pazarcı bağırmaya başlıyor. 
 
 
Bibere gelllll  …. Gönül yorgunluğuna çare bunlarrr… 
 
***
 
Nisan 2017 / Naz Avcı
 
Toplam blog
: 193
: 998
Kayıt tarihi
: 13.01.10
 
 

Kırklı yaşlarda başladığım yazma serüvenine elli li yaşlarda da devam etmeye çalışıyorum. Ünivers..