Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Nisan '07

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Gözlerinde üşümek...

Gözlerinde üşümek...
 

Her insan mutlu olmak ister...

İster ki yaşamında her şey yolunda gitsin.

Hayalleri vardır insanların, ileriye dönük...

Hiç kimse mutsuzluk düşleri görmek istemez.

Ama hayat bu... akar gider. Yüreğinizin istediklerini yaşama geçiremezsiniz bazan.

Masallardır sadece "mutlu son" la biten ve adil olan. Hatta o kadar adildir ki masallar, sonunda üç elma düşer gökten. Biri masal kahramanlarının, biri anlatanın, üçüncüsü de dinleyenin başına.

Masallarla büyüdük biz. Belki de bu yüzden hep hayallerimiz mutluluk üzerine. Ama yaşam masal değildir...yaşanır acısı ve tatlısı ile.

Gökten üç elma düşmez çoğu zaman. Düşse de adil dağıtılmaz.

ıÜüKüçük bir öykü anlatacağım size.
Çevremizde örneklerini sıkça gördüğümüz.
Belki okurken, belki kendimizden belki de çevremizdeki yaşamlardan bir şeyler bulduğumuz.

Bir masal gibi başlamıştı sevdaları. Pek çok yaşamda olduğu gibi.
Ya da olduğunu sandığımız gibi...
Aşk güneşinin gözlerini kamaştırdığı bir yaz günü tanıştılar.
Eros okuna onları hedef seçmişti.
O zamanlar... Bir yaz güneşi kadar sıcaktı gözleri adamın.
İçini ısıtırdı bakışlarıyla kadının. Öylesine güzel, öylesine sevgi doluydu gözleri...
Eli eline de değse içi ürperir... Yaşadıklarıa inanamaz, yaşayamayacaklarından korkardı kadın...Hayır, korkusu gitmesinden değil, zamansız ölümdendi.

Şimdi bu bir masal olsa, evlendiler ve ömür boyu mutlu yaşadılar diye bitmesi gerekirdi... Hatta pembe panjurlu ev ve çocuklar da katılırdı masalın içine...daha bir güzel olsun diye.

Ama öyle olmadı.

Yaşanan birkaç güzel yılın ardından...değişmeye başladı bir şeyler. Ama adamdaydı değişiklik... başka limanlara yelken açmıştı.

Kadınsa, hala sevdalı...

Hala delicesine bağlı.

Gideceğini hiç belli etmedi hiç adam...
Yavaş yavaştı gidişi... Önce elleri gitti adamın. Sonra kelimeleri...
O zaman anladı kadın... anladı da kendini kandırdı... Yüreğini oyaladı...
Ama ne zaman gözleri gitti adamın... işte o gün, sonu oldu kadının.
Bakışlarında o yoktu artık... Bir yabancı gibi bakıyordu kadına. Başka biri vardı gözlerinde... onun ardındaydı bakışları...
O kadar uzaktaydı ki adam... ona ulaşamıyordu kadın... Buna gücü de kalmadı... Yoruldu.
"Haydi git" dedi bir gün..."Kendini de al git. Cesaretin yok temelli gitmeye, biliyorum... Ama benim de tahammülüm kalmadı artık bu iki kişilik yalnızlığa. Yüreğin bende değil, haydi bedenini de al git..."
Ağlıyordu kadın...Gözlerinde yaş yoktu... yüreğindeydi göz yaşları.
"Öyle yaralandı ki bu sevda dönüşü yok. Dönsen de bil ki... aynı kadın yok...Ellerine dokunmak içimden gelmiyor...'Git' den başka kelimem yok sana...Git artık...seni istemiyorum. Böyle kalmalar kalmak değil... acı çekiyorum..."
Döndü arkasını kadın...fısıldar gibi çıktı dudaklarından son cümle "Git lütfen... git. Çünkü...artık...Gözlerinde üşüyorum..."

 
Toplam blog
: 139
: 1916
Kayıt tarihi
: 12.04.07
 
 

Bana biri kendini anlat dese, susar kalırım. Her konuda çılgın bir istekle konuşan ben, işte o anda ..