Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Nisan '07

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Yıldızını söndürmek (2)

Yıldızını söndürmek (2)
 

Küçücük elleri vardı kadının... Tutulası... öpülesi elleri...
İlk elleri dikkatini çekmişti. Kasada parayı öderken bir çift güvercin gibi kımıl kımıl elleri... Sonra gözlerini gördü kadının. Bir çocuğun şaşkın bakışlarına sahip, o iri siyah, çekik gözlerini.

Kadın poşetleri alıp ilerlerken de, yürüyüşü takıldı gözüne. Salınan, edalı yürüyüşü. Bir rüyada gibi seyretti kadını. Tezgahtarın "Beyefendi...bakar mısınız" demesiyle toparlanabildi ancak. O sırada gördü kadının unuttuğu paketi. Çabucak ödeyip hesabı... koştu peşinden kadının. Bu şekilde oldu tanışmaları.

Günler içinde gördü ki adam, o küçük eller çok hünerli. Neye uzansa bir anda sihirli değnek deymiş gibi değişiyor dokunduğu her şey. Becerikli, marifetli eller; yemek yapıyor, dekore ediyor, makyaj yapıyor... Ve ona dokunduğunda bulutların üzerinde uçuruyor.

O çocuksu, şaşkın bakışların ardındaki zeki kadını tanıdı adam. İnsanı üzmeden düşünmeye davet eden... Kavga etmeyip konuşabilen... Hoşuna giden bir şey gördüğünde el çırpacak kadar coşkulu-çocuk. Bir iş toplantısında ise, konusuna hakim...bilgili.

Bedenini nasıl yerinde ve zamanında kullanabildiği çok şaşırttı adamı önceleri. İş kadını kimliğindeki kıyafetlerini nasıl taşıyorsa kadın... ciddi ve ağırbaşlı... bir gece kıyafetini de o denli rahat... sanki her dakika gece kıyafeti ile geziyormuş gibi taşıyordu. Yürüyüşü edalı... sokuluşu kedi gibiydi. Önceleri adamın çok hoşuna gidiyordu bunlar... Keyifle seyrediyordu kadını. Sabah yataktan kalkışını...Makyaj yapışını. O gecelikli seksi kadından bir anda iş kadınına dönüşüşünü. Sonra ne oldu bilinmez. Çevrenin çok beğenmesi...takdir etmesi... Hayran bakışlar. Hepsinin biraz payı oldu kuşkusuz.

Giysilerine karışır oldu önce. İlk zamanlar çok hoş bulduğu diz boyu eteklerin fazla seksi olduğunu söylemeye başladı. Kadın zeki olmasına zekiydi. Akıllı olmasına akıllıydı. Ama aşıktı. Ne demişler? Aşk kapıyı çalınca, akıl seyahate çıkarmış.
Uzattı etek boyunu biraz.
Adama yetmedi bu..

Makyajını diline doladı. O kadar çok ve yerli yersiz söylendi ki. Kadın önceleri azalttı... sonra hepten bıraktı makyaj yapmayı. Çok hafif bir dudak parlatıcı ile yetinmeye başladı. Ama hala çok güzel...hala çok alımlıydı.
Adam bunun, o edalı yürüyüşünden olduğunu düşündü. Çok dikkat çekiciydi canım!..

"Kırıtma öyle..düzgün yürü" demeye başladı. Kadın nasıl yürüyeceğini şaşırdı. Baston yutmuş gibi yürüme çabası, sonunda komik ve sarsak bir yürüyüşe dönüştü. Adam bütün ilgisini yitirdi kadına...O'nda beğendiği her şeyi yok etmiş...nihayet yıdızını söndürmüştü.

Sonra bir gün, kafede otururken...önünden bir kadın geçti adamın.İri, çekik gözleri vardı kadının. Nasıl da edalı yürüyordu. Kısa eteği çok yakışmıştı ince uzun bacaklarına.

Bir rüyada gibi düştü kadının peşine...

 
Toplam blog
: 139
: 1916
Kayıt tarihi
: 12.04.07
 
 

Bana biri kendini anlat dese, susar kalırım. Her konuda çılgın bir istekle konuşan ben, işte o anda ..