- Kategori
- Gündelik Yaşam
Gözleriyle Küfür mü Ettiler?

Yıl, 1978-1980 Üniversite kapısında, kantin kapısında polisler nöbet tutuyor. Okuldan ya da kantinden içeri girecek öğrencilerin çantaları, üstleri aranarak kantine ya da okula alınmakta…
Mevsimlerden kış, arkadaşlarla dersten çıktıktan sonra ısınmak ve çay içip bir şeyler atıştırmak için kantine gittik. O zamanlarda kantin ikiye bölünmüştü. Kantin içinde olay çıkmasın diye birkaç polis bulunurdu. Çayımızı, tostumuzu alıp masaya oturduk. Hem tostlarımızı yiyor hem de arkadaşlarla sohbet ediyorduk ki… Yanımda oturan arkadaş söz söyleme fırsatı bulamadan hızla başımı masaya doğru eğdi. Masaya doğru eğildikten sonra bir şangırtı duyduk. Başımızı kaldırdığımızda kantinin dip tarafında oturan bir grup sağ görüşlü öğrenci tarafından bizim masaya demir sandalye atıldığını fark ettik. Ne oluyor diye arkamıza bakmaya fırsat kalmadan kantinde kavga çıktı. Tabii anında polisler devreye girdi. Güç bela kavga eden grubu birbirinden ayırdılar. Götürülen arkadaşının arkasından bakan öğrenci bir yandan da işaret parmağıyla bizim masayı göstererek “Siz bize gözlerinizle küfür ettiniz. Bunu sizin yanınıza bırakmayacağız” diye bağırmaktaydı.
O dönem de tabanca taşımak bugünkü kadar kolay olmadığı için sadece aralarında lider olarak gördükleri öğrencilerde tabanca bulunmaktaydı. Sebepsiz yere olay çıkarmak istedikleri an da ya masa devirirler ya da sandalye atarlardı. Kendilerini savunurken söyledikleri söz ise “Bize gözleriyle küfür ettiler” olurdu
Pazar günü Akdeniz Üniversitesinde çıkan kavgada, gençlere ateş eden MHP’li zat’a şunu sormak isterim “ateş açtığın gençler sana gözleriyle küfür mü ettiler”
Son zamanlarda öğlen, akşam haberlerine üniversiteler de çıkan kavgalar damgasını vurmakta. Geçenlerde A.Ü Dil -Tarih Coğrafya Fakültesinin önünden geçerken iki çevik kuvvet otobüsü , iki panzer vardı. Üniversitenin her tarafında polis bulunmaktaydı. Neredeyse okuldaki öğrenci sayısı kadar.
Kavgada haklı çıkan olmaz. Öğrencileri daha doğrusu gençleri piyon gibi kullanıp ülkeyi daha da büyük bir kaos’un içine yuvarlamak isteyenler, onların işbirlikçileri önce mezarlıkları bir ziyaret edin. 78-80’li yıllarda öldürülmüş gençlerin bulunduğu mezar sayısının ne kadar fazla olduğunu görün.
Üniversite de çıkan kavga, çatışma haberleri kimi kanallarda “Son dakika” haberi olarak verilirken bir takım kişilerin televizyon karşısında oturup yarı alaycı bir şekilde sırıtarak “yine istediğimize ulaşıyoruz” diye keyiften dört köşe olduğunu hiç ama hiç aklınızdan çıkartmayın.
Gençler bizim geleceğimiz, yarınımız, kanlarının deli deli aktığı, gözlerinin kara olduğu gençlik döneminden yararlanarak ülkeyi bölmeye çalışanlar. Gün gelir, devran döner bu ateş sizi de yakar.
Önemli olan üç çocuk yapmak değil gençlerimizi karanlık odaklı kişilerin kirli emellerinden korumak.