- Kategori
- Deneme
Gözümüzde yaş, ruhumuzda gökkuşağı...

Ahmet Kaya'nın "Ağladıkça " isimli parçasını ne zaman dinlesem hep etkilenirim. Türkçe dışında başka pek çok dilde de söylendi.Hangi dilde dinlerseniz aynı duyguyu yaşıyorsunuz. Müziğin evrensel bir dil olduğunun en güzel göstergesi de bu işte... Hepimizi ağlatan, güldüren, üzen, sevindiren şeyler ortak aslında...
Genç-yaşlı, kadın-erkek, zengin-fakir fark etmiyor. " Ben hiç ağlamadım " diyen birini bulamazsınız! Ağlamaya zayıflık olarak gören ve bunu saklayan biri varsa arkanıza bakmadan uzaklaşın zaten.Ağlamak;sevgidir, merhamettir,empatidir çünkü... İnsanin değeri de gücü de duygusallığından gelir diyenlerdenim ben.
"Gözden yaş gelmedikçe yürek yıkanmaz" demişler. Ruhuna,yüreğine iyi gelen böyle bir temizliğe ihtiyacı vardır insanın...
Kayıplar,ayrılıklar,acılar,hayal kırıklıkları... Bu güne kadar bizi en çok ne ağlattı? Aklımıza geldikçe burnumuzun direğini en çok ne sızlattı? Verdiğimiz cevaplarda ve o cevapların arkasındaki nedenlerde kimbilir ne büyük dersler var hepimiz için!
Bir konuda mutsuz olunca o dertten bir tek bizde var sanıyoruz.Yarım kalan hayaller,mağlubiyetler,haketmediğimiz kayıplar,erken gelen acılar...Başımıza geldiğinde önce bizi yerle bir eden,attığı tokatla gözümüzden yaş,burnumuzdan kan getiren o sıkıntılar her zaman arkasında yeni kapılar açmadı mı? Bizi daha güçlendirmedi mi?
Sevindiğimizde nasıl içten gülebiliyorsak,üzüldüğümüzde de içimizden geldiği gibi ağlamak gerek. Bir Kızılderili atasözü diyor ki " Gözlerde yaş yoksa,ruh gökkuşağına sahip olamaz". Doğa ile uyumlu yaşayan,bilgeliklerini doğadan alan Kızılderililerden ilham almak lazım.
Doğadaki her değişim,her döngü de bizim ruh hallerimizdeki değişimle, ruhsal döngülerimizle paralellik göstermiyor mu? Geceden gündüze,soğuktan sıcağa,mevsimden mevsime geçerken hep aynı şeyi işaret etmiyor mu?
Geçecek, değişecek! Sen bu hallerinin hepsini sev,hepsini olduğu gibi kabul et.
Yeni bir yıla gireceğiz az bir zaman sonra...Bu yıl en çok ne için gözümüzden yaş geldiyse,demek ki o konuda ruhumuz gökkuşağına sahip olmayı haketmiş.Yaşam hiçbir zaman düz bir çizgi değil. Hayatta sevinç de var, keder de! Düğün de var, cenaze de!
Şimdi dinleyelim bir kez daha o parçayı...
Ağladıkça, bozkırların yeşereceğine,dağlarımızın çiçekleneceğine,güneşi tutacağımıza inanalım ve dileyelim.
Hepimizin ruhu gökkuşağı gibi olsun!