Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

28 Haziran '13

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

G.t kılı sevenler bir tarafa,diğerlerinin üstlerine sıkın biber gazlarını falan!

Son günlerde bilgisayarımda abidik-gübidik şeyler oluyor; ev telefonumda da bir gariplik baş gösterdi; çalıyor, açıyorum lakin iletişim yok! Daha sonra arayanlara soruyorum az önce siz mi aradınız diye evetliyorlar, önceden olmayan bir abidik-gubidik durumlar da bu mecrada var.

Yahu, paranoyak bir kadın değilim; en fazla 79 yaşında yalnız yaşayan annemi evinden ararım, yoksa cebinden, yine ses seda yoksa kız kardeşimi ararım “Ulaşamadım annemize, konuştun mu bugün, sağlığı falan nasılmış” diye…

Hayır yani; annemin sağlığından endişe duyarım, tansiyonu yükseldi bir anda da düşüp kaldı mı diye de, ne bilgisayarımdaki bilgilerden ne de telefon görüşmelerimden endişe duymam!

Bir tek endişelendiren hiç haberim olmayan bilgilerin bir şekilde bilgisayarıma yüklenmesidir; paranoyaklık bir durumdur lakin örneği olmayan bir durum da değildir!

“Bu hale getirenler utansın!” demek de yetmiyor, maalesef!

******

Cizre’de yeni bir ordu kuruluyor, bizim ordumuz ise tasfiye edilmeye uğraşılıyor; yetmiyor Türk Silahlı Kuvvetleri’nin görevleri daha da kısıtlanmaya çalışılıyor…

Gerçi, bu konunun giriş bölümü pek de yeni değildir; TSK’nın itibarsızlaştırılmasıyla birlikte emniyet güçlerine “ağır silahların” alımı ne zamandır gündemde.

İstenilen şekliyle TSK’nın bilgisi dahi olmayacak hangi ülkelerden hangi ağır silahlar alındı, kimlere teslim edildi, falan…

İki yıl önce miydi, anımsamıyorum, yazdığım yazıda aynı endişelerimden söz etmiştim, şimdi ise endişelerimin gerçekleştiğini izler gibiyim; Polis Devleti olma yolunda ilerlerken yol üstünde biten otlar gibi ezilmek isteniyor aklı-selim vatandaşlar!

******

PKK ile ilgili “Terörist” demekten imtina eden hükümet gayet rahat hakaret edip, aynı zamanda da “Terörist” ilan edebiliyor halkın diğer yüzde ellisini!...

Acayip bir mantık karmaşası var; bir başka tahrik de denilebilir, neredeyse…

Ellerinde silah olmayan, yalnızca demokratik haklarını kullanmak isteyenlerin üzerlerine ayarsızca gidip, ellerinde silah olan ve öldürmekten imtina etmeyenlere “Güle güle, yolunuz açık olsun!” diyerek “Buyurun, istediğiniz sınırdan istediğiniz şekilde çıkış yapın” denilerek selam ve selametle uğurlananların akabinde Cizre’de askeri birlik oluşturması karşısında yetkililerin ne diyeceği, artık, pek de önemli değildir!   (Mutlaka araştıracaklardır, suçlular kimse cezalandırılacaktır, falan feşmekan…)

******

Ayol, artık kim inanır?

İnananlar zaten açıkça söylüyorlar “G.tünün kılıyız” diye; kıl olmayı bırakın bir de g.t kılı olmayı reddedenler “Terörist” ilan ediliyorlar, eee yani, oy verip de destekleyenlere bir görev düşüyor: Kıl isem neresinin kılıyım?

******

Vallaha kim kimin g.tünün kılı olmak isterse olur, demokratik bir ülkede yaşıyoruz, lakin kıl olmak isteyen ile vatandaş olmak isteyenin aynı potada eritilip de yüzde elli gibi bir rakamı sonuç olarak çıkartıp “G.t kılı” olmak isteyenlerin isteklerini diğer yüzde elliye dayatmaya çalışmanın ciddi bir aldanış olduğunu söylemek isterim!

G.t kılı olmak istemeyenlerin eğitim durumlarına, ülkeye kattıkları değerlere falan bakalım, aklı-selim kim varsa g.t kılı olmaktan yana değil!

******

Velhasıl; “G.t kılını” na karşı manidar bakış atan hükümet ağaç dallarını korumaya çalışanlara kem göz ile bakmaktadır!

Hayır yani; aynı hükümet “Barış” diyerek eli silahlı olanlara özgürlük tanımasaydı, efendime söyleyeyim, Hizbullahçıların cezaevlerinden çıkıp da yurt dışına çıkışlarına olanak tanımasaydı kimseye karşı özel bir tavrı yok; adaletin kestiği parmak acımaz der, geçerdik!

******

Adalet nazlı bir gelindi; öyle her göz atana gitmezdi; yollu bir kadın oldu! Kim daha fazla verirse onun oldu!

******

Ya da şöyle diyelim: Adalet nazlı bir gelindi, satın alındıktan sonra çığlıklarını duyan olmadı; satan devlet babaydı, satın alan ise hükümet…

Sesi soluğu sessizliğe büründürüldü!

******

Şimdi, abidik-gubidik yapan bilgisayarım ve ev telefonum için endişeleniyorum ya; oğlum dışında şahsi bir kaygım varsa, namerdim!

Tek derdim: Olmayan dosyaların bilgisayarıma eklenmesi…

Yoksa; her söylediğimin, her yazdığımın arkasındayım!

Hükümeti de beğenmiyorum!

Beğenmemek gibi, eleştirmek gibi bir hakkım var; yeter ki katakulliye gelmeyelim!

******

Eeee, normal vatandaş “terörist” ilan edilirse, böyle bir korku imparatorluğu oluşur!

Korkmam diyenlerin bilgisayarlarından hiç tanımadıkları dosyalar çıkınca ne savcı ne de hakim araştırmadan kesin hüküm veriyorsa…

Korkmamak mümkün değil!

Lakin korku ile de yaşanamaz; ya korkuyu sağlayanı def etmek ister insan eninde sonunda, ya da korkunun karşısına dikilir!

İnsandır bu; bazıları g.t kılı olmakla yetinir, bazıları bilime, ilime, insanlığa dair bir imza atma eğilimindedir!

Birinci seçeneği gülümseyerek karşılayan hükümet ikinci seçeneğin üstüne kimyasal muhteviyat atıyorsa; daha açık ne denir?

G.t kılı sevenler bir tarafa, diğerlerinin üstlerine sıkın biber gazlarını falan!

 

hhtp//twitter.com/Gulgunkaraoglu

gulgun_2006@hotmail.com

 
Toplam blog
: 1269
: 1343
Kayıt tarihi
: 18.09.07
 
 

İzmir, 1963 doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce bölümü mezunuyum ve özel bir şirkette ..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara