- Kategori
- Gelenekler
Gül bahçelerinde hıdrellez

Gül diplerine dilekler
Bugün 6 Mayıs Çarşamba günü... Bugünü Hıdrellez Günü diye belletmişler, öyle biliyoruz. Bugün de eş, dost, akraba buluşup hayallerimizin peşinden koşuyoruz. Oysa yapmamız gereken; hurafelerden uzak kırlarda piknik yaparak kıştan çıkmanın, bahara erişmenin şükrünü eda etmektir. Kimsenin beklentisine bent olmak değil niyetimiz, niyetler Allah'tan dilensin diye önerimiz... Ne var ki insanlarımız hâlâ geçmişten gelmiş bir geleneğin hurafelerine takılı kalmış. Günümüzde eğitim seviyesi yükseldi deniliyor, ittifakla her yöre de Hıdrelleze yönelik kutlamalar aynı geçmişte olan şekliyle kutlanıyor. Devasa ateşler yakılıyor, üzerinden atlanıyor. Anlaşılan o ki atlayandan birinin paçası tutuşmadan bu adetten vazgeçileceğini hiç sanmıyorum. (İnşallah değil böyle bir kaza, hiç bir kaza yaşanmaz.)
İnsanların kafası karışık mı? Hayır, karışık değil; eğlenceyi sevdiği içinde değil. Tamamen anane bellemişler, kendileri de nefislerine hoş gelen lüzumsuzluklar eklemişler, Allah bilir masumca bir şeyi saptırarak devam ettirmişler. Hıdrellezin özü anlaşılmaz olmuş. İnsanlar hem çalıp, hem oynuyor. Hatta belediyeler bugüne özgü kendilerinden söz ettirici eğlenceler tertipliyor. Bu eğlencelerde doğrular araştırılıp sergilenmiyor. Belki de doğruların bilinmemesi pek çoklarının işine geliyor. Şüphesiz Hıdrellez bahar karşılama, ekinlerin yeşermesi, bolluk bereket beklentisi mânâsındadır...
Doğrusunu Allah bilir, bugün Hıdır İle İlyas peygamberlerin Allah'ın emriyle insanlığın şanına bir yerlerde buluşması da olabilir. Ateş ve eğlencenin anlamına yorum yapamayacağım. Velhasıl aslından saptırılmış, alışkanlık yapılmış ve Hıdır ile İlyas'ı (Aleyhisselâm) Hıdrellez yapmış, geçmişten geldiği şekilden uzak kutlamaya kalkışılmış. "Bize ne, ne yaparsa yapsınlar." demedim, bizim yöremizdeki kutlamaları 'Doğruyu yanlışı kendiniz görün.' gibisine, gördüğüm üzere aynen alttaki satırlarda aktarıyorum.
YÖREMİZDE HIDRELLEZ KUTLAMASI
5-6 Mayıs hava parçalı bulutluydu, yağmur ha yağdı, ha yağmak üzere hâl aldı; ama insanlar umutluydu. Her şeye rağmen doğaya çıkarak, eski bir geleneği beraber kutlamanın tadına vardılar.
İnsanlar birbirleriyle yarışırcasına piknik yerlerine koştular, akıllarına iyi kötü hiç bir şey getirmeyip sırf eğlenip coştular. Havanın soğukluğunu bile, hıdrellez soğuğu olarak yorumlayıp, umursamadılar. Gül bahçelerinin bol olduğu yerlerde, Hızır ve İlyas Peygamberin daha çok uğrayacağı düşünüldüğünden, dilekler gül ağaçlarının dibine gömüldü. Şenlikler gül bahçelerinde yapıldı. Gün boyu süren eğlencenin yorgunluğu hissedilmeden, evlere mutlu dönüldü.
Türk toplumundaki “hıdrellez” geleneği “manevi duyguları güçlendiren, insanları kaynaştıran ve umutlarını canlı tutan değerlere sahip çıkılması” gerektiğinin hatırlandığı günlerden biridir. Orta Asya’dan günümüze kadar gelmiş bir kültür kalıbı olan hıdrellez, Anadolu, Rumeli ve Orta Asya’daki halklar arasında İslam inanç motifleriyle de örtüşerek, günümüzde de Türk kültüründe canlılığını koruyor.
“HIZIR VE İLYAS PEYGAMBERLERİN BİR ARAYA GELDİĞİ GÜN”
Hıdrellez, Hızır ve İlyas peygamberlerin yılda bir kere insanlara iyilik dağıtmak adına bir araya geldikleri gün olarak biliniyor. Bundan dolayı Hıdrellez Bayramındaki bütün etkinlikler, halk arasında ölmezliğe erişmiş kişi olarak bilinen Hızır Peygamber ile kısmet dağıtıcı İlyas Peygamberle ilgili oluyor.
Hıdrellez kutlamalarında gül ağacı, yeşil bitkiler, ağaçlar ve su motiflerinin sıkça kullanılması benzer uygulamaların Orta Asya’daki kutlamalarda da görülmesi, Hıdrellez törenlerinin kaynağının Orta Asya olduğunu gösteriyor.
Hızır Peygamber zor durumda kalanların yardımına koşarak insanların dileklerini yerine getirir. Kalbi temiz, iyiliksever insanlara yardım eder. Uğradığı yerlere bolluk, bereket, zenginlik sunar, kıtlığı önler. Dertlere derman, hastalara şifa verir.
Bitkilerin yeşermesini, hayvanların üremesini, insanların kuvvetlenmesini sağlar. İnsanların şanslarının açılmasına yardım eder, uğur ve kısmet sembolüdür.
HURAFE OLDUKLARI BİLİNMEYEN HIDRELLEZ GELENEKLERİ
Hıdrellez Anadolu’nun her köşesinde farklı geleneklerle kutlanır. Dilekler kâğıtlara yazılarak ya o yörede kutsal sayılan yerlere, ya gül ağacının dibine gömülür ya da akan suya bırakılır. Çocuğu olmayan kadınlar gül dalına veya ağaç dalına salıncak kurup, içine oyuncak bebek bırakır.
Kısmeti kapalı olduğuna inanılan genç kızlar için ise “Niyet Çömleği” hazırlanır. 5 Mayıs günü bir çömleğin içine bekâr kızlardan toplanan yüzük, kolye, boncuk ve benzeri eşyalar konur. Çömleğin içerisi su ile doldurulur. Ağzına yeşillik konur, üzeri kırmızı yemeni ile örtülüp, bir kilit ile kilitlenir ve bir gül ağacının dibine saklanır. Ertesi sabah çömleğin başına genç bir kız oturtulur. Kısmetinin açılması dileği ile kilit, kızın başında açıldıktan sonra sıra ile maniler söylenerek çömlekten eşyalar çıkarılır.
Hastalığı olanlar elbisenin bir parçasını gül dalına asarlar. Hıdrellez ateşine “Hastalıklar, kötülükler, dağlara taşlara olsun” diyerek taş atılır.
Bereket, bolluk ve uğur getirmesi için kapı, pencere, ambar ve yiyecek kaplarının ağzı açık tutulur. İçinde para bulunan keseler gül dalına asılır veya dibine bırakılır. Bu paralar ertesi gün alınarak cüzdanlarda saklanır ve yıl boyunca harcanmaz.
BUNLAR YAPILMAZ
Hıdrellez günü evin bereketinin azalmaması, gelecek yıla kadar devam etmesi için ekmek, hamur, un gibi bereketin sembolü yiyecekler kimseye verilmez. Dikiş dikilmez, eğer dikiş dikilirse, dikiş dikenin o yıl çok yılan göreceğine inanılır. Çamaşır yıkanmaz, hamile kadın salıncakta sallanmaz, aksi takdirde her iki durumda da dolu yağacağına inanılır. Un elenmez, elenirse o yıl çok sinek olacağına inanılır.
Makas tutulmaz, tutulursa hayvanı olanların hayvanlarını kurtların kapacağına inanılır. Diğer bir uygulama da makas ellenmez, dikiş dikilmez; yoksa doğacak çocukların dudaklarının yarık olacağına inanılır. Yanlışıyla, doğrusuyla bir hıdrellez daha yaşanır. AyferAytac.com