Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

05 Şubat '10

 
Kategori
İnançlar
 

Gül'e yolculuk

Gül'e yolculuk
 

Gül'ün damarlarında dolaşabilmek


Gül’e yolculuğa çıkmak için, hani onun yaprakları vardır ya çok ince ve çok narin. O ince ve narin yaprakların içerisinden damarlar gider. Bir insan oraya gidebilir mi?

Bir insan oraya gidebilir. O damarların içine girebilir. Nasıl girebilir? Enerjisiyle ve düşüncesiyle. Her insan aslında bir gül. Bir gül de bir insan. Aslında her şey insanda ve insan her şey. Eğer bu teoriden yola çıkarsak, “la ilahe illallah” kavramı da burada gerçekleşiyor. Her şey Tanrı ve Tanrı her şey. Her şey bir bütün o zaman. Her şey bir bütünse o zaman biz gülün damarlarının içinde de varız. Çünkü biz bir gülüz aynı zamanda. Gül bir insan enerji çeşidi olarak. Her şey bütün. Her şeyi ayrı ayrı düşündüğümüzde ayrı. Bütün düşündüğümüzde her şey orada. Şimdi buradan yola çıkışta bu bütünlüğü yakalayabilmesi için insanın negatif duygularından arınması gerekiyor.

Negatif duygularından arınmanın metotlarından bir tanesi namaz. Neden ille namaz? Bu kadar çok Kuran’da en çok istenilen şey namaz. Bunu yalan söylemeyen Tanrı ille de namaz kılın diye ısrar ediyorsa, kendisi için değil bizim için bir iyilik vardır. Bizim bütünü görmemiz için bir iyilik vardır bu olayda. Peki nedir bu olay? Namazı beş duyumuzla kılmak demek; kişinin hangi yönü, hangi negatifliği fazla ise o negatifliği o duyulardan birinin hissetmesi ve fark etmesiyle o bölümlerin kaybolması demektir. Kişi fark eder. Bir anda aklına bir olayın gelmesi gibi. Kişi namaz kılarken Allah’la bütünleşeceğim diye başlarsa, namaz müthiş bir bütünleşme haline dönüşür. Şöyle söyleyeyim gözünüzün önüne bir tane siyah perde koyun. Perdeyi yavaş yavaş çekin, yavaş yavaş çekin, yavaş yavaş çekin gördüğünüz şeyler fazlalaşır. Siyahlığı kendi negatifliğiniz olarak düşünürseniz o negatiflikleri yok ettikçe, yok ettikçe bir bütünleşmeye başlarsınız. Dereceleri var işte namazı sadece görev için kılmak var, namazı Tanrının huzurundaymış gibi kılmak var, namazı Allah’la iç içe kılmak var. Namazı bunları yaparken sevgi ile tamamlayarak kılmak var. Namazı sevgiliye bir mektup gibi kılmak var. Düşünsenize bir mektup gibi değil, mektup bir uzaklıktır. Ben sevgilimden uzak mıyım ki sevgilimle bir aradayım diyerek sevgili ile bir arada kılmak var. Herkesin imanına ve inancına göre değişir bu durum.

Namazı kılarken eğer Allah’ı sevdiğin olarak kabul ediyorsan, Allah’la bir arada olduğunu ve gerçekten onu nasıl sevdiğini düşünerek nasıl bir insana sarılırsın ve o insana sarıldığında da çok büyük bir haz hissedersin. Allah’a sarıldığında da sevgiyle sana yaptıklarını düşünüp şükretmekle ve senin en büyük dostun, en iyi yardımcın, en iyi sevgilin olduğunu düşünerek namaz kılmaya başladığında namazdan kalktıktan sonra neler hissettiğini bir kağıda yaz. İkinci namazı kılarken neler hissettiğinizi yazın. Ama her defasını on beş dakika için bile olsa meditasyon yaptığınızı düşünerek lütfen kendinizi Allah ile bir aradaymışın gibi görmeye çalışarak kılmaya çalışın ve neler hissettiğinizi bir kenara yazın. Ondan sonra konuşalım.

Tekrar görüşünceye kadar sevgiyle kalın.

Alahattin Öztekin

 
Toplam blog
: 101
: 5279
Kayıt tarihi
: 01.03.07
 
 

Ege Üniv. İşletme Fakultesi'ni, daha sonra da Harward Üniversitesi'nin Master programını Türkiye'de ..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara