- Kategori
- İnançlar
Oku! "Kitap" nedir?

askerler ve militan(!) çocuk
Peygambere indirilen ilk vahiy “Oku!” emri ve ikinci sure “Kalem” suresidir. Yeryüzünde okuyan ve yazan tek canlı insandır. Okumak ve yazmak Allah’ın insanlara verdiği hediyelerdendir. İnsanlar bu sayede hayallerini gerçekleştirebilmişler, uçan halıların yerini uçaklar almış, “açıl susam” demeden açılan otomatik kapılar yapabilmişlerdir. Bütün gelişmeleri ve önceki nesillere göre daha fazla şey biliyor olmamızı, bilgi birikimimizi sağlayan, her bilinenin yazıya geçirilmesi, sonraki kuşaklara, sonraki araştırmacılara aktarılmasıdır.
<ı>“Yaratan Rabbinin adıyla oku!” (Alak, 1/96, 1)ı>
<ı>“Nun! Yemin olsun kaleme ve satır satır yazdıklarına” (Kalem, 2/68, 1)ı>
Bazılarına göre, insanlar Allah’ın yarattıklarını ve ilmini anlayamazlar. Onun için insanların sadece yaratılmış olanları seyretmesi, onları anlamaya çalışmaması gerekir. Başka bazılarına göre ise, yeryüzünde veya gökyüzünde belli düzenlerin varlığını anlayabilmek ve açıklayabilmek onların bir yaratıcısı olmadığının kanıtıdır.
Kur’an’a göre ise, yaratılmış olan düzen üzerinde düşünmek, araştırmak ve onları öğrenmek, insanları, sadece vahiyler ve peygamberler yoluyla değil, akıllarıyla ve kendi araştırmalarıyla da Allah’ın varlığını ve birliğini öğrenmeye götürecek, insanı Yaratıcı’ya gerçek anlamda yaklaştıracak olan araçlardır.
Tüm evrendeki her görülene veya bilinene bir isim verilip, bunları tüm özellikleriyle bizim anladığımız anlamda tek bir kitap haline getirmek mümkün değildir.
Ancak Kur’an’da sadece Allah’ın bildiği ve evrene ilişkin, en küçük nesne veya düzenden en büyüğüne kadar, tüm detaylı bilginin ortak adı olarak da “Kitap” kelimesi kullanılmaktadır.
Kur’an’da şaraptan ve örtünmeden 2-3 yerde söz edilir.
Gökyüzü ise, yaklaşık, 200 kez, yeryüzü 200, insan 200, dünya 80, su 80, hayat 80, akıl 55, bilgi-bilgin 55 kez geçer.
Kur’an’a göre, Allah’ın istediği, insanların, kendileri de dahil olmak üzere, tüm yaratılmış olanları incelemesi ve anlamaya çalışmasıdır. Bu şekilde insan, vahiylerdeki benzetmeler yoluyla ipuçları verilen bilgilere, Allah’ın verdiği akılla, gözle ve duygularla, kendisinin ve çevresinin farkına varacaktır.
Düşünerek ve araştırarak her şeyin kendisinin yaşaması için mükemmel bir şekilde düzenlendiğini, kendi yararına kullanabileceği pek çok şeyin örneğinin var olduğunu, kendi yapısının özelliklerini görecektir.
Ancak bu sayede insanların bilgi birikimi artacak, her şeyin süreç içinde ve kendiliğinden oluşmadığını, bu kadar mükemmel olması için Yaratan’ın Bir olması gerektiğini kabul noktasına “Bir, Tek” Yaratıcı’nın varlığını anlama noktasına gelecektir.
O aşamadan sonra, Allah’ın varlığına “inanma”nın yerini, Allah’ın varlığını “bilmek” alacaktır.
(Ancak, yine Kur’an’dan anlaşıldığına göre, ölümden sonraki bir başka boyutta tekrar yaşam, cennet-cehennem, her zaman bir inanç konusu olarak kalmaya devam edecektir.)
Sonuçta, evrenin tümü insanların okuyup anlaması için yaratılmış bir kitaptır. Kur’an da, Allah katındaki bu bilgi, program, Kitap olan Levh-i Mahfuz’dan (Muhafaza edilmiş/ korunmuş/ saklanmış Levha/Ekran/Tablo) evrene ve insana ilişkin gerçekleri açıklayan bir bölümdür.
<ı>“İş, onların iddialarının aksinedir! O, çok yüce bir Kur’an’dır! Korunmuş bir levhada/Levh-i Mahfuz’dadır”(Büruç, 27/85, 21-22)ı>
<ı>“Zerreden daha küçük veya daha büyük hiçbir şey istisna olmamak üzere, her şey apaçık bir Kitap’ta belirlenmiştir.”(Sebe, 58/34, 3)ı>
<ı>“O’nunla beraber herhangi bir ilah da yoktur. Eğer böyle olsaydı, her ilah kendi yarattığını yok ederdi ve mutlaka biri ötekine üstün gelmeye çalışırdı.”(Müminun, 74/23, 91)ı>
<ı>“Biz gökleri, yeri ve bunlar arasındakileri eğlenmek için yaratmadık. İkisini de sadece gerçeği göstermek üzere yarattık. Ama onların çokları bilmiyorlar.” (Dühan, 64/44, 38-39)ı>
<ı>“Göklerde ve yerde nice mucizeler var ki, yanlarından geçip giderler de dönüp bakmazlar bile.”(Yusuf, 53/12, 105)ı>
<ı>“De ki’ Hiç bilenlerle bilmeyenler eşit olur mu? Ancak gönül ve akıl sahipleri düşünüp ibret alır.”(Zümer, 59/39, 9)ı>
<ı>“Yeryüzünde ayetler vardır görürcesine bilenler için. Benliklerinizin içinde de. Halâ bakıp görmeyecekı> <ı>misinizı><ı>?”(Zariyat, 67/51, 20-22)ı>
UNICEF verilerine göre günümüzde 120 milyondan fazla tehlikeli işlerde çalışan çocuk işçi; 1, 2 milyon ticari ev, tarla, endüstri işçisi olarak kullanılmak amacıyla kaçırılan veya kandırılan, aileleri tarafından satılan çocuk; 300 bin çocuk asker bulunmaktadır.
Ayrıca tüm dünyada yüz milyonlarca çocuk okula gitmek, eğitim görmek istemekte ancak buna olanak bulamamaktadır.
Dünya çapında, okula gitme olanağı olan, büyük bir çoğunluğu ihtiyacından fazla her şeye sahip olan çocukların bu olanağı sonuna kadar değerlendirmeleri, hem kendi gelecekleri, hem yetişkin yaşlarında içinde yaşayacakları toplumun ve dünyanın geleceği için çok önemlidir.
Sağlıklı bir insan, hem kendisi, hem de olanakları içinde, başkaları için çaba göstermekle yükümlüdür.
Toplumların her konuda işini iyi yapan insanlara ihtiyacı vardır. Mesleki başarıyı belirleyen de yapılan işin adı değil, kişilerin meslekleri olan işi ne kadar iyi yaptıklarıdır. İnsanlar ihtiyaçlarına göre hastalık tedavisi için iyi doktor, musluk tamiri için de iyi ustaya gereksinim duyarlar.
İyi usta, kötü doktora oranla, mesleki açıdan daha başarılı insandır.
Öğrenmek okul ile biten değil, okulda öğretilenler ile sınırlı değil, yaşam boyu devam eden bir süreçtir. Öğrenmenin temelinde merak vardır. Öğrenme arzusu ve merak da herkeste vardır. Ama ilgi alanları farklıdır: Hangi takımın yeneceği, yılın moda renklerinin ne olduğu, hangi şarkıcının kiminle beraber olduğu, komşunun ne giydiği ve nereye gittiği veya derin denizlerdeki yeni bulunan canlı türleri, yurtta ve dünyada neler olduğu. İnsanlar bu seçimlerine bağlı olarak farklı dergi ve gazeteleri okurlar ve ilgi alanlarına uygun programları izlerler. Çevrelerini kendileriyle aynı eğilimdeki insanlardan oluşturmaya çalışırlar.
İnsanların çoğunluğunun magazin, eğlence ve futbol ile vakit öldürdüğü ülkelerde maliyeti büyük, içi boş eğlence programları boldur. Futbol gazetelerinin tirajları yüksektir. Ülkedeki eğitim ortalaması, kişi başına kitap ve dergi oranı düşüktür.
Bilimsel araştırmalara ciddi miktarda bütçe ayıran, çok sayıda bilim adamının bulunduğu, eğitim ortalaması yüksek, insanlarının dünyanın başka ülkelerini ve kültürlerini de merak ettiği, okuyan ve düşünen insanların sayısının çok olduğu ülkelerde ise durum farklıdır. Oralarda, hem televizyonlarda basit anlatımlı, ama eli yüzü düzgün ve ilgi çekici, belgeseller ve röportajlar; hem de popüler bilim, doğa, teknik, siyasetle ilgili çok çeşitli dergiler ve kitaplar yayınlanır. Bu ülkelerde kişi başına düşen kitap, dergi ve gazete sayısı, halkın çoğunluğu magazin, diziler ve futbolla vakit geçiren, kendi dedikodu çevresi dışında bir şeyle fazla ilgilenmeyen insanların çoğunluğu oluşturduğu ülkelerdekinden çok daha fazladır.
Moda her yıl değişir, her sene başka takım şampiyon olur, şarkıcı sevgilisini değiştirir. Bilgiler kısa sürede işe yaramaz hale gelir. Ama hayvanlarla, bitkilerle, dünyayla, diğer gezegenlerle, insanlarla ve ülkelerle ilgili edinilen her bilgi artarak beyinde saklanır.
Yaşanılan dünyayla ilgili edinilen bilgiler dünyaya sahip çıkmaya, toplum içinde olan bitenle uğraşmak toplumda yapılabilecek şeyleri görüp eksikleri tamamlamaya ve yanlışları düzeltmeye, politikayla ilgilenmek, yöneticileri izlemek hakça ve insanca yaşamaya, ne sömüren ne de sömürülen bir ülkenin insanı olmaya katkı sağlar.
Yere, göğe, başka ülkelere bakmak, ilgi alanını genişleterek yakın çevreyle sınırlamamak, sürekli birbirini gözetlemek ve denetlemek, dedikodu, alay etme, başkalarının özel yaşamlarına karışma ve yargılama alışkanlığını değiştirerek insanların daha özgür yaşamasını, daha üretken olmasını sağlar.
Eğitim ve öğretim sadece meslek sahibi olmayı, kendi geçimini ve ailesinin geçimini sağlamayı, yaptığı işle topluma faydalı olmayı, kazancın fazlasıyla ihtiyacı olanlara da yardım edebilmeyi sağlamaz. Yeteneklerin ortaya çıkması ve gelişmesi, yapılan işin ustası olmak için öğrenim gereklidir. Ama meslek sahibi olup para kazanmak için, sadece fizik, kimya, matematik öğrenmek yetersizdir.
Öğretimin eğitimle tamamlanması gerekir. İnsanın özünün temizliği, iyiliğe ve barışa, düşünmeye ve araştırmaya, öğrenmeye, kendini düzeltmeye yatkın yapı da çok önemlidir. Hz. Musa, Hz. İsa çobandır. İnsanlık değerlerine sahip, düşünen, okul eğitimi almamış erdemli insanlar da vardır. Küçük yerde büyük adam olduğunu zanneden, insanlıktan pek fazla nasiplenmemiş akılsızlar da.
Öğrenen ve kendini geliştiren insanlar için yaşlanmak, gözden düşmek kaygısı değil, tecrübe kazanmak, daha çok öğrenmek, daha fazla bilmek, olaylara daha farklı açılardan bakabilmek, daha doğru kararlar alabilmek olarak kendine güven, çevrelerine aktardıkları bilgi ve yaşam tecrübesi birikimleriyle, verdikleri uğraşlarla topluma kazandırdıklarıyla da yeterlilik ve değerli olma duygusudur.