- Kategori
- Güncel
GÜL İLE DİKEN,SEVMEK,SEVİLMEK
Sevmeler artık çok zor.. Çünkü insanlık alemi en büyük gücünü en büyük dayanağını en büyük yaşama kaynağını kaybetti.. Nedir o büyük güç derseniz; aile derim.. İnsanlık alemi, hayatın çok kötü akışına öyle bir kaptırdı ki kendini, artık mutlu olabilmesi neredeyse imkansız..
Haz ve hız, almış başını gidiyor, insanlık alemi ve hele de genç evlatları insanlığın; koşuyor haz ile hızın peşinden, ama yetişemiyor.. Yetişmesi de olanaksız.. Koşuyor, hiç durmadan koşuyor.. Bu koşmaların sonucunda, geriye ölümler kalıyor sadece.. Evet, insanlık alemi ve insanlığın evlatları ölüyor..
Sevmeler çok zor; ama mutsuzluklar, bitmişlikler, hastalıklar, saldırganlıklar, ölümler, öldürmeler çok kolay(!) bu asırda..
Sevmelerin çok zor olduğunu ifade etsem de ben, genel kanaat şudur; ‘Yok canım, bu zamanda sevmeler çok kolay, sevmelerden daha kolay ne var ki!..’
Bu kanaate ne diyebilirim ki, görünen köy ortada, cep telefonları ile internet, havalanıp inen uçakların gerçeği ile milyarlarca yolculuğun dünyayı sardığı gerçeği de önümüzde..
Bir hareket var, ama huzur yok.. Mutluluk yok.. Sağlık yok.. Sağlıklı hayat yok..
Korku var, adı net olarak konmayan bir korku..
‘İnsan hakları’ derler ya, en büyük insan hakkı ihlali ailelerin parçalanmasıdır.. Anne ve babaları hayatta olmalarına rağmen, çocukların, anne ve babalarından mahrum kalmasıdır.. Bu zaman çocuklarının, anne babalarının kavga eden anne babalar olması en acıklı insan hakları kaybıdır..
Ve ölümler.. Öldürmeler.. Cinayetler.. Annelerin, çocuk yaştaki (15-30 yaşlarındaki anne evlatlarımızın) annelerimizin öldürülmesi..
Aşağıdaki üzücü, sarsıcı, can yakan genç kadın (çocuk) cinayet haberini birlikte okuyalım:
‘Erkek arkadaşından ayrılmak isteyen genç kadın, yüzüne ve boğazına aldığı bıçak darbeleriyle öldürüldü. Cinayet sonrası kaçan zanlı, polis ekiplerince yakalanarak gözaltına alındı.
Türkiye yine bir kadın cinayeti ile sarsıldı.
Denizli'de yaşayan 25 yaşındaki üniversite öğrencisi Şebnem Şirin, erkek arkadaşı 25 yaşındaki Furkan Zıbıncı'dan ayrılmak istedi.
Apartta bulunan çiftin giderek alevlenen tartışmasında Zıbıncı, mutfaktan aldığı bıçakla genç kadını ilk önce yüzünden sonra da boğazından bıçakladı…’(…) (DHA,27.10.2021)
İşte böyle ülkemizin hali.. Çocuk yaştaki anne ve anne olacak kız evlatlarımız öldürülüyor.. insanlık aleminin hali de böyle..
İnsanlığın bekarları, bekar genç evlatları evlenemiyor ya da evlenmiyor.. Eşlerinden ayrılanlar da böyle.. Eşleri rahmete erenler de böyle..
Aklı başında her evlenme adayı, aklı başında insanla, vicdanlıyla, iyiyle, merhametliyle, insan kıymeti bilenle evlenmek ister.. Ama.. İnsan kıymetinin bilinirliği olan insani vasıf, bu insani gelenek yokoldu..
O kadar çok ölüm, öldürme hadisesi var ki dünyada, korkular sarıyor insanı.. Ne kadar kolay bir hal aldı şu öldürmeler!..
Bir de Ukrayna Savaşı olasılığı var ki, ne zaman başlar, nasıl başlar, dünyayı ve insanlığı yakar mı bekleyip duruyoruz..
Tek çaresi var kötü gidişin bitmesinin:
-İnsana, ahlaksızlığı normalmiş gibi yansıtan dizilere son verilmeli..
-Ninemiz, dedemiz, atalarımız gibi yaşamak lazım bir an dahi geç kalmadan..
-insan, insanın gülü olmalı; dikensiz gülü olmalı..
Hayatımız için gerçek ders lazımsa, hocalarımız, nine ve dede atalarımızdır..
Ailenizi koruyun kardeşlerim.. Ailenizi, akrabalarınızı sevin.. İyi insanlarla dost olun.. ‘İyi insan-lar’ bitmezler, tükenmezler; her yerdedir onlar, her yerde vardırlar..
İnsan ve insanlık kitaba dönmelidir.. Elinizde, çantanızda, masanızda, başucunuzda, yastığınızın kenarında her zaman kitap olsun..
Okumak, güç verir insana..
Okumak, iyi eder insanı..
Son tahlilde, insanı da insanlığı da dosdoğru aileler ayakta tutacak ve geleceğe taşıyacaktır..
Dünya insanlık aleminin evlatlarına şans diler, en kalbi sevgi ve muhabbetlerimi sunarım..
Cümleten Allah’a emanetsiniz sevgili kardeşlerim..