- Kategori
- Siyaset
Gül’ün kabusu
AK Parti kapatılırsa, Gül tartışılır
AK Parti’nin kapatılma davası şimdiden Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün kabusu olmuş.
Cumhurbaşkanı, Anayasa Mahkemesi’nin vereceği olası kapatma davasından sonra Çankaya’da kalma telaşına şimdiden düşmüş durumda.
İçerisinden geldiği, kurucularından olduğu AK Parti kapatılırsa, meşruiyetinin tartışılmaya açılmasını ve Çankaya’da oturmasının tartışmaya açılmaması için şimdiden sivil toplum örgütleriyle işbirliği yapmanın yollarını aradığı basının gözünden kaçmadı.
Sayın Cumhurbaşkanı’nın AK Parti kapatılırsa Çankaya’da oturması gerektiği AK Partili milletvekilleri tarafından, özellikle soldan gelip milli görüş gömleğini çıkarmış İslami kimlikli iktidar partisinde ikbal bulmuş kişiler tarafından başka bir hararetle savunuluyor.
Onlara göre, Cumhurbaşkanı yargılanamaz ve tartışılamazmış.
Anayasa, cumhurbaşkanının görevinden dolayı yaptıklarından sorumlu tutulamayacağını ve yargılanamayacağını öngörüyor.
Tabii, vatana ihanet suçu haricinde.
Gül’ün durumu ise Anayasa’daki sınırlamalara uymuyor.
Sayın Cumhurbaşkanı, yaptığı icraatla bir partini kapatılmasını gerektirecek suç işlemekle suçlanıyor.
Bir de, yargılaması askıya alınan Refah Partisi’nin kayıp trilyonları davası var.
Gül ve arkadaşlarının eylem ve söylemlerinden ötürü AK Parti kapatılırsa, Gül de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan gibi suç işlemiş olacak ve siyasi yasaklı konumuna düşecek.
Başbakan’ın işlediği suçtan yasaklı duruma düşerken aynı suçu işleyen Gül’ün görevinde kalması ne kadar doğru olacaktır?
Sayın Cumhurbaşkanı vicdanında önce bunun muhasebesini yapmalıdır.
Ve, AK Parti kendisini de aralarında bulunduğu yöneticilerinin eylem ve söylemleri nedeniyle kapatılırsa, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün de hiçbir şey olmamış gibi Çankaya Köşkü’nde oturma lüksü yoktur.
Kararın açıklandığı gün, kamuoyunda meşruiyetinin tartışılmaya başlanmasını beklemeden istifa edip Çankaya Köşkü’nü boşaltması yapacağı en doğru yöntem olacaktır.
Yapmazsa ne olur?
Meşruiyeti tartışılan bir Cumhurbaşkanı olarak, “Mahalle baskısı”na çok fazla dayanayıp, yine Çankaya’dan ayrılmak zorunda kalacaktır.