Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Mayıs '08

 
Kategori
Siyaset
 

Tüm dünya çocukları adına… Kahrolsun emperyalizm. Savaşa hayır!..

Tüm dünya çocukları adına… Kahrolsun emperyalizm.  Savaşa hayır!..
 

Babaaaa. Baba... Bekle beni. Geleceğim. Gözlerinden öpmeye. Sen gözlerini... Kapama sadece.


Babam Rüyama Girdin Yine Dün Gece

Kollarını Açmış Koşuyordun Bana

Okşuyordun Güzel Ellerinle Saçımı

İçine Çekiyordun Kokumu..

Ne Zaman Seni Anneme Sorsam

Uzaklara Gitti Diyor Titrek Sesiyle,

Gittiğin Yer Çokmu Uzak Baba..

Bu Yedinci Yıl Sensiz Geçen

Sen Gidince Ben Hep Mektup Yazdım Sana

Cevabın Gelmedi Be Baba.

Her Defasında Anneme Yazdırıyorum Adresi

Ben Yanlış Yazarım Diye

Annem Yanlışmı Yazıyor Baba…

Bana Aldığın Oyuncağı Saklıyorum Hala

Hep Onunla Uyuyorum Geceleri,

Senin Kokun Var Onda Hala

Kimseye Elletmiyorum.

Hatırlar mısın Birlikte Oynadığımız Oyunları

Şimdi Oynuyorum Da Tadı Olmuyor Be Baba.

Alışmıştım Güzel Sesine

Günaydın Yavrum Diyişine Her Sabah.

Ne Olur Gel Artık Seni Çok Özledim Baba..

Bu Gün Babalar Günü,

Sana Saat Aldım,

Uyumadım Geç Saatlere Kadar Gelirsin Diye

Yine Gelmedin Baba…

Ne Kadar Uzak Bu Gittiğin Yer..

Ne Güzel Di Oysa

Birlikte Kahvaltı Yapışımız

Yumurtayı Sevmezdim

Zorla Yedirirdin Bana,

Şimdi Senin Elinin Değdiği Her Şeyi Yiyorum Baba..

Ne Güzeldi Oynadığımız Oyunlar,

Sen Hep Mızıkçılık Yapardın Be Baba

Her Defasında Yeniyordun Beni.

Ha Baba Bide

Hani Balık Avlamaya Çıkmıştık Ya Bir Kere

Ben Avlayamıyordum Dalga Geçiyordun Benle

Artık Öğrendim..

Yakaladığım Balıkları Geri Bırakıyorum Ama,

Aileleri Bekler Diye..

Kıyamıyorum Onlara

Benim Gibi Özlem Çekmesinler Be Baba..

Geçenlerde Arkadaşımı Babası Getirdi Okula

Öptü Onu Harçlığını Verdi,

Ben İse Oturup Ağladım Yokluğuna Arka Bahçede,

Fatma Yada Babası Bisiklet Almış,

Gelirken Sende Bisiklet Getir Olurmu Baba..

Herkese Babası Uçurtma Yapıyor

Bana Annem Yapıyor

Uçmuyor,

Annem Uçurtma Yapmasını Bilmiyor Be Baba.

Geçenlerde Sana Şiir Yazdım

Yolladım Sana Okudunmu Baba.

Sonra Sınıfta Okudum Şiirini

Herkes Bana Güldü

Ben Komik Bir Şey Yazmadım Ki

Seni Ne Kadar Çok Özlediğimi Yazdım Baba..

Doğum Günüme Az Kaldı,

Ne Alacaksın Bana

Yok İstemem Hiçbir Şey Sen Gel Yeter.

Bu Yedinci Yılı Sensiz Geçen Doğum Günümün.

Bari Bu Sene Gel Baba

Şimdi Gel..

Dün Yine Rüyamda Gördüm Seni,

Yanı Başıma Oturmuş Okşuyordun Saçımı,

Çokta Yakışıklı Olmuşsun Gittiğin Yerde,

Anneme Anlatmadım Kıskanmasın Diye.

O Da Seni Çok Özledi

Bana Belli Ettirmiyor Ama

Duyuyorum Her Gece Hıçkırıklarını.

Gelirken Annemede Hediye Getir

Kızmasın Sonra,

Hani O Parkın Yanındaki Dükkan Varya

Orada Mavi Bir Elbise Var

Annem Onu Çok Beğendi

Gelirken Onu Al Anneme Olurmu Baba..

Bana Bir Şey Getirme Sen Gel Yeter

Kokunu Özledim Baba

Nasır Tutmuş Ellerinden Öpmeyi

Ve Yüzüme Batan Sakallı Yüzünden Öpmeyi

Çok Özledim.

Doğum Günüme Bekleyeceğim

Unutma Sakın

Unutma Canım Babam…

Davut Yeşilyurt


Babaaaaa…. Nolur gel artık… Seni çok özledim baba… Beni duyuyor musun ben baba…
 

http://www.youtube.com/watch?v=QVjp7769Acc&feature=related



SAVAŞ NEDİR?
Savaş, Yunan atasözüne göre, "Yok ettiğinden daha fazla kötü insan ortaya çıkardığı için berbattır", Sokrates'e göre, "Kötüyü iyiye yeğlemek insan doğasında yoktur ve bir insan iki kötüden birini seçmeye zorlandığında, kimse azını seçmek varken çoğunu seçmeyecektir." Büyük Larousse savaşı, "Uluslar veya aynı ülkelerdeki iki teşkilatın (iç savaş) arasında, başka bir yolla elde edemediği şeyi kuvvet zoruyla almak, istediklerini kabul ettirmek ve başkasının isteklerine boyun eğmemek amacıyla girişilen kuvvet denemesi" olarak tanımlar.

Günümüz akademisyenleri de savaşın, politik ilişkilerin başka araçların desteği ile sürdürülmesinden başka bir şey olmadığına işaret eder. Akademisyenler, "Savaşlar insan öldürmek için değil, kaynakları, hamMaddeleri ve pazarları ele geçirmek için, başka bir deyişle kar için yapılır. Kar eksenli bir iç politikanın dışa yansıması da kar amaçlı olacaktır. Savaş, politikanın bir parçası olmaktan kurtulamaz. Politika beyindir, savaş sadece bir alettir, yoksa tersi değil. Bu durum itibariyle savaşın hiçbir zaman öz yasaları olamaz, dilbilgisi, mantığı olamaz. Politika bugün de eline kalem yerine, ikna yerine silahları almıştır. Suçlanması gereken savaşın etkileri değil, politikacılardır" der.

İLK TOPLUMLAR VE SAVAŞ
Tarihte, özellikle alt düzeylerdeki toplumlarda savaş ne merkezi olarak örgütlenebiliyor ne de değişmez şefler tarafından yönetilebiliyordu. Nispeten seyrek yapılıyordu. Çok insan öldürmeyi de amaçlamıyordu. Oysa, uygar dünyada savaşlar kurumsallaştırılmış, değişmez şeflerce üretilir ve örgütlenir hale gelmiş. D. Pilbeam, arasıra görülen düşmanlıklara karşın avcı bir toplumun önderleri arasında kaba güçten çok örnek olmanın oynadığı rolü veya savaşın bulunmadığını karşılıklı cömertlik ile işbirliğinin oynadığı ana rolü vurgulamaktadır. Yapılan araştırmalardan, ilkel toplumlarda çatışmalardan bahsedilip, savaşın olmadığı anlaşılıyor ve savaşın bazı özellikleri şekilleniyor. Savaşın bazı özellikleri, "İş bölümü ve işbirliğinin yüksek oluşu, sınıf sistemi ve bu sistemin yoğunluğu, grupların gruplarla veya fiziki çevre ile arasındaki dengenin kararlılığı" olarak ortaya çıkıyor.

DAKİKADA 1.9 MİLYON DOLAR ASKERİ HARCAMA
Bugün dünyada 2000 yılı verilerine göre, sadece bir dakikalık askeri harcamaya 1.9 milyon dolar ayrılıyor ve bu miktar harcanıyor. Yani herhangi bir yerde 2 saatlik zamanda 230 milyon dolar silahlanmaya gidiyor. Sadece yere döşeli mayınlardan haftada 800 kişi ölüyor. 2 saatlik zaman diliminde dünyanın değişik yerlerinde 10 insan patlayan mayınla ölüyor. Şimdiye kadar gerçekleşen savaşlarda dünyada milyarlarca insanın öldüğü biliniyor. Yine açıklamalara göre, savaş çığırtkanlığı yapılarak beyinler yönlendiriliyor. Yapılan manüplasyonlar, savaeşı haklı hale getiriyor. 2023 dergisinde yer alan bilgilere göre, parasal gücü elinde bulunduran ülkelerin manüplasyon yoluyla dünyaya hakim olmaya çalıştığına değinilirken, kişinin kendi iradesiyle bunlardan kurtulabileceğine, topyekun de ülkelerin idarecilerinin devreye girmesiyle yönlendirilemeyeceğine değiniliyor.

DÜNYANIN SAVAŞ RAPORLARI
- Dünyada 5 bin 600 yılda toplam 15 bin 500'ün üzerinde bölgesel ya da ulusal savaş yaşandı, 3.7 milyar insan öldü.

- 1. Dünya Savaşı'nda ölen her 100 kişiden 14'ü, 2. Dünya Savaşı'nda ölen her 100 kişiden 70'i, 1990'lardaki savaşlarda ölen 100 kişiden 90'ı sivildi.

- 1945-1992 yılları arasında gerçekleşen 149 savaşta 23 milyondan fazla insan öldü. Bunun yalnızca 3 milyonunu askerler oluşturdu. Bilinen o ki, savaşlarda genellikle 1 askerin ölümüne karşılık 1 sivil doğrudan, 14-15 sivilse açlık, susuzluk, bulaşıcı hastalıklar gibi nedenlerden ölmektedir.

- Birinci Dünya Savaşı 50 milyon kişinin ölmesine, 90 milyon kişinin de sakat kalmasına yol açtı.

- Son 10 yıldaki savaşlarda 2 milyon çocuk öldü. 6 milyon çocuk sakat kaldı. 12 milyon çocuk evsiz, 1 milyondan fazla çocuk anasız-babasız kaldı. 10 milyon çocuk psikolojik sarsıntı geçirdi ve on binlerce çocuk tecavüz ve işkenceye uğradı.

- balkan savaşında Bosna'da 20 bin kadına tecavüz edildi.

- Körfez Savaşı'nda ABD müttefiki devletler, Irak-Kuveyt sınırına ve Basra kenti etrafına 1 milyon, Balkan Savaşları'nda da 64 ülkede 110 milyon patlamamış kara mayınının üzerine basacak insanları beklediği biliniyor.

- Dünyada bugün 500 bini bilim adamı olmak üzere 15 milyon kişi silah ve silah geliştirme endüstrisinde çalışıyor.

- ABD'de silahlanma ve savaş çılgınlığı artarak sürüyor. Bush, 2003 bütçesinde silahlanmaya 396.1 milyar dolar ayırmaya çalışıyor. Bu rakam ABD'nin potansiyel düşman gördüğü 7 ülkenin silahlanma harcamaları toplamına Rusya ve Çin'in harcamaları da eklendiğinde, toplam 117 milyar dolarla ABD'nin silahlanma harcamalarının ancak 3'te biri büyüklüğüne ulaşıyor.

Kaynak… http://www.diyadinnet.com/HABER-741-d%C3%BCnyada-sava%C5%9F%C4%B1n-tarih%C3%A7esi

Bekle beni baba

Onların bombaları varsa...

Onların çuvalları.

Onların roketatarları varsa...

Onların tankları.

Bizim uçurtmalarımız var değil mi baba.

Her baharda yavrulayacak.

Taylarımız var.

Dağları, yolları aşacak.

Ak yeleli, rüzgar kanatlı.

Ak umutlu.

Onların çuvalları bizin umutlarımızı bitirmeye yetmez değil mi baba?

Onların yürekleri çelikten de olsa?

Bizim yüreklerimiz uçurtmalardan baba.

Bombalar uçurtmaları vurur ama öldüremez.

Değil mi baba?

Değil mi baba???

Umutlar çuvallara sığmaz.

Umutlar

Çuvallara

Sığmaz.

Uçurtmalar gökyüzünde uçar.

Gökyüzünü vuramazlar değil mi baba?

Onlar kana bulasa da soframızı

Söndürse de ocaklarımızı

Kan gülleri olup açacağız.

Filistinli kızın,

Somalili kızın,

Vietnamlı kızın saçlarında.

Sen sakın korkma baba.

Sana geleceğim bu bahar bayramında.

Hasretleri yakmaya.

Bekle beni baba…

Bekle

Beni

Baba

Geleceğim

Bu

Bahar

Bayramında

Gözlerinden öpmeye.

Sen gözlerini kapama sadece…

Sen

Gözlerini

Kapama sadece.

A. Sarıkaya…


 

 
Toplam blog
: 669
: 1503
Kayıt tarihi
: 19.01.07
 
 

Bir on dört mart sabahı güneş henüz arz-ı endam ederken üzeri yongalarla kaplı, küçük pencereli, ..