- Kategori
- Psikoloji
Gün gelir...

Gün gelir son ümidimiz de harcanır ruhumuzun boşluğunda ve bu da belki de son kibrit aleviydi yüreğimizde. Gün gelir soluksuz kalırız okyanus diplerinde, öylece savunmasız. Boşunadır çırpınışlarımız, boşunadır yürek atışlarımız. Tutunacak ne bir dal ne de bir dost eli görür ışıksız gözlerimiz.
''Sen misin bu hallere düşen ey kalbim? Sen misin göğsümde çırpınıp duran serçe?''
Acır kendine insan. Yakıştıramaz bir zamanlar dimdik duran, yıkılmaz kale sandığı bu bedene.
Acıdıkça, sığınacak ne bir liman bırakır kendine ne de kuytu bir ağaç dibi. Boşlukta sallanır, bulutunu yitirmiş yağmur damlası gibi ve düşemez yere. Katıp da kendini sellere, çağlayamaz.
Ezilir kalbimiz ruhumuz ağırlığında da farkınmamıyız ki biz bunun? Bir adım atmaya zorlanırken, kolayca baştan çıkarıverir bizi sonsuzluğa götürecek, teslimiyet kokan karar.
Gitmek mi zor? Kalmak mı? Bilinmeyene yol almak kolay mı? Ben vazgeçtim demek o kadar kolay mı?...
Tek sen misin sanıyorsun yitirip kendini boşluğa savrulan? Tek sen misin ümidini kaybedip karanlığa bürünen.
Gel... Sen de uzat elini sana uzan yüreklere. Yaşamaktır, en güzel anılar. Yaşamaktır sevdiklerinle beraber olmak.
Bazen kördüğüm olsa da günlerimiz bir gün herşeyin bir anı olacağını sen de bil...
Sevgiyle....