- Kategori
- Gündelik Yaşam
Gün olur aklına gelirse eğer, bir demet lavanta hatırlatır beni...

Bütün çiçekler güzeldir ve hepsinin de bir ifade tarzı bir dili vardır...Bence en güzel kokulu çiçeklerden birisidir...
Mis kokulu lavanta..
Eskiden annelerimizin, ninelerimizin sandığında, lavanta keseleri bulunur ve içindeki iyi anıların da güzel kokmasını sağlarmış..
Lavanta keseleri daha sonraları giysi dolaplarında, çekmecelerde yerini almış giyilen giysiler, yatılan çarşaflar, yüz silinen havlular güzel koksun diye..
Her şeyde bir incelik, bir güzellik, bir zerafet varmış..
Şimdilerde de lavanta temizlik maddelerinde aroması en çok kullanılanlardan..
İtiraf etmek gerekirse sanki lavanta keselerinde saklanaların yerini pek tutmuyor tabi ki bana göre.
Lavantanın esas kullanım amacı yağı ve çiçeğidir. Aromaterapi, fitoterapi de başlıca kullanılan bu her derde deva bitkinin yağı başta egzema, yanık, sedef, akne gibi cilt rahatsızlıklarında kullanılmaktadır. Uyuma problemlerinde, stres,depresyon, kaygı ve keder durumlarında da bir numaralı yardımcıdır.
Lavanta aromaterapinin bir numaralı yağıdır.
Aromaterapinin kurucusu Mösyö Gattefosse bu şifalı bitkinin cilt üzerinde iyileştirici gücüne tesadüfen şahit olmasıyla 1900'lerin başında aromaterapi keşfedilmiştir.
Laboraturaında çalışan Gattefosse dalgınlık sonucu elini ağır şekilde yakar ve can acısıyla yanık elini ilk bulduğu kaba daldırır. Kabın içinde lavanta yağı bulunmaktadır. Elinin yanık acısının ve sonra yanığın hızla iyileştiğini gören Gattefosse bu keşfiyle yağların şifalı gücünü keşfeder, bu bilim dalına da ‘ aromaterapi’ adını verir.
Gelelim bugüne…
Küçük bir kız çocuğu olmak büyülü bir masalın içinde yer almak gibi bir şeydir..
Çocukluğumdan hatırlıyorum her evin mutlaka bir sandığı olurdu.. Kimi oymalı kakmalı, kimi ceviz, kimi düz.. Evin hanımının zevkine , biraz da ekonomik durumuna göre. Ama mutlaka olurdu her evin bir sandığı .. O her evde bir demirbaştı.. Olmazsa olmazıydı...
Özellikle anneannemin sandığı, sanki masal kitaplarında okuduğum define sandıkları gibi bir değere sahipti benim gözümde.. Çok ender olarak açılan o sandık, sanki büyülü ışıklar saçardı etrafa.. Ahşap metal karışımı üzerinde çiçek figürleri olan bir sandıktı hiç unutamıyorum… Çiçekleri seven anneannemi düşününce bu güzel bir detaydı…
Bir yaz sabahında tesadüfen görmüştüm anneannemi sandığının başında.. Sanırım ağlamıştı, gözleri nemliydi.. Onu öyle görünce, dönüp gitmek istemiştim, çünkü ben çocukluğumdan kalma bir alışkanlıktır ki hala ağlarken yalnız kalmayı severim... Arkamdan seslenip beni durdurmuştu.. Elinde kenarları iğne oyalı çok eski olduğu belli, bir yazma duruyordu.. Oturmamı işaret etti eliyle.. Ve titrek bir sesle işaret edip elindekini, "annemin " diyebildi zorlukla..
Anneannem o tarihte bana göre, çok yaşlıydı.. Bir çok torunu vardı.. Henüz 5-6 yaşlarında olan bir çocuk için bana çok ilginç gelmişti, o yaşta birinin annesi için ağlaması..
Onun anısını yad etmesi.. Nasıl bilebilirdim ki, insan her yaşta anneye ve aslında sevgiye ihtiyaç duyardı.. Dünyada hiç bir şey, hiçbir değer sevginin, ama saf sevginin karşılığı olamazdı..
Sonra bana sandığındaki başka şeyleri de gösterdi.. Anılarını paylaştı.. Çoğu hiç kullanılmamış ama anısı olan el işi parçalardı..
Sandığında birde üzeri iğne oyaları ile işlenmiş bir kesesi vardı.. Sordum lavantaydı.. Onlardan yatakları koyduğu yüklük dediğimiz dolap ta ve giysilerin arasında da saklardı.. Evde her zaman, çok hafif bir lavanta kokusu hep vardı.. O alışkanlık bende de var.. Bende evimde lavanta keselerini kullanıyorum ve ziyarete gelen dostlarımız o ferahlatıcı kokuyu farkedip soruyorlar. Günümüzün kimyasallarından çok böyle doğal şeyleri kullanmayı seviyorum...
Ve gelelim şimdiye....
Bu yazımla birlikte bende buraya bir lavanta kesesi bırakıyorum..
Yazılar, şiirler ve blog güzel koksun diye…
Hayatınızda sevgi hiç eksik olmasın… Bir lavanta kesesinin içinde.. Yada lavanta kokusu sinmiş bir giysi de…
O oyalı yazmaya gelince.. Artık o bende.. Benim sandığımın içinde... İleride belki torunlarıma anlatılmak üzere annemden de aldığım birkaç güzel anıyla birlikte...