- Kategori
- Gündelik Yaşam
Gündemi değiştirdik

Ülkemizde gündem devamlı ve süratli bir şekilde değişiyor, bazı önemli konuların üzerinde yeterli bir şekilde tartışma da haliyle olmuyor. Önemli konular güme gidiyor.
İçlerinde en önemli olanlarından birisi de kadın ve kadın hakları, kadınlar kararlılar bu işin peşini bırakmıyacaklar, meclisin yarısını kadınlardan oluşturacaklar. Erkeklerden fayda olmadığını görünce, iş başa düştü. Kadınların topyekun birleştiği, güçlerini birleştirdiği zaman ülkenin problemlerinin çözüleceğine inananlardanım. Kadın her şeyden önce anadır ve kucaklayıcıdır. ''Kadın ve kadın hakları'' gündemden düşmemesi, sahip çıkılması gereken en önemli konulardan önde gelenidir.
Gündemi oluşturan diğer bir konu Ahmet Şık, Nedim Şener gibi gazetecilerin tutuklanması, ülkeyi sarstı diyebiliriz. Özgürlüklerin birer birer rafa kaldırılmasıyla karşı karşıya kalınması infial uyandırdı. Altmış gazetecinin cezaevlerinde olması, muhalif gazetecilerin susturulması, protestolara neden oldu. Üçbin gazeteci İstanbul ve Ankara'da yürüryerek seslerini duyurdu.
Peşinden (AP) Avrupa Parlementosunda, Hollandalı parlamenter Ria Oomen- Rujiten tarafından hazırlanan Türkiye Rapor'u Genel Kurulda oturuma katılan 700 parlementerin büyük çoğunluğunun lehte oyuyla kabul edildi. ''Gazetecilerin tutuklanması düşünce ve fikir özgürlüğüne, dolayısiyle basına uygulanan otosansürden duyulan endişeyi dile getiren rapor'' ülkemizde ses getirdi. Ayrıca raporda ''Şık ve Şener'in, polis ve yargı tacizine uğrayan diğer gazetecilerin davaları yakından izlenecektir'' deniliyordu.
Bunlar kamu oyunu ve siyasileri meşgul ederken, Japonya'dan gelen haberle dünya bir kez daha sarsıldı. 8.9 şiddetinde ki deprem, Japonya'nın Miyagi bölgesine bağlı Sendai açıklarında, denizin 24 km altında meydana geldi. Peşinden gelen on metreyi bulan tusunami dalgaları faciaya neden oldu. Şimdi dünya bu felakete odaklandı.
Gerçekten gündeme yetişmekte zorlanıyoruz. Onbeş gündür Boğaz'ı terkedip, Altunizade'ye demir atalım dedik, kendi gündemimizi yartalım istedik. İklim, müsade etmiyor ki, Boğaz'dan esen poyrazdan kaçtık, bu seferde burada kara, fırtınaya yakalandık. Halbuki baharın ilk günlerini Adile Sultan Öğretmen Evi'nin bahçesinde, Abdülaziz'in av köşkü koruluğunda yürüyüşler yapmayı, nefes açmayı planlıyorduk. Efendin nasıl bir iklimse gündemi altüst etti, Allah'tan güneş bir iki gündür yüzünü gösterdi de bir saatlik tempolu yürüyüşlerimize devam edebiliyoruz.
Siz siz olun, tedbiri elden bırakmayın, iklimler değişti artık, iklimlerin ne zaman nerede patlak vereceği, ne şekilde karşınıza çıkacağı belli olmuyor.
Mutlu, sağlıklı ve bol güneşli hafta sonları...
Not; Efendim böylece, (MB)'ta atlaya zıplaya üçyılı ve üçyüzüncü bloğa noktayı koymuş blunuyoruz.